Ülkemizin 81 ilinde olduğu gibi şehrimizde de eline Türk bayrağını alan vatandaşlarımız, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nde meydanlara koşarak demokrasi nöbeti tuttu.

15 Temmuz’un birinci yıldönümünde Meydanlarda her partili kesimden görebilmek mümkün.

Halkımız, parti ayrımı gözetmeksizin alanlarda yerini aldı.

Her partiden insanları görebilmek mümkün.

Öyle ki meydanlarda her partiden tanıdık simalar, bunun en büyük kanıtıydı.

İşte böyle olunca farklı partilerden de olsa insanlar arasında birlik ve beraberlik duyguları pekişiyor; birbirlerine olan sevgi ve saygıları en üst seviyeye çıkıyor.

Her şeyden en önemlisi de bütün dünyaya şu mesaj veriliyor; ‘Ülkemiz söz konusu olunca siyasi görüşümüzü bir kenara bırakıp kenetlenerek yedi düvele meydan okumasını biliriz’ diye.

İşte bu şuura sahip vatandaşlarımız yine meydanlardaydı.

Bunlar elbette hepimizi sevindirirken bazı üzüntü verici durumlarla da karşılaşıyoruz.

Tabii bu insanların sayısı çok da fazla değil.

Bazı kişiler ne yazık ki hain darbe girişiminde milletimizin yedi düvele örnek olan takdire şayan duruşunu hafife alacak söylemlerde bulunması akıllara durgunluk veriyor.

Bu kişiler, azınlıkta olsa sosyal medyada veya günlük hayatta çok rahat bir şekilde 15 Temmuz’daki o müthiş direnişi hafife almaya çalışıyor.

Bunlar, akıllarınca 15 Temmuz’un bir destan olmadığını iddia ediyorlar.

Uçağa, tanka, tüfenke imanlı göğsünü siper ederek bayrağına, vatanına, milletine sahip çıkan milletimizin o muazzam duruşunu hiç kimsenin hafife almaya hakkı yoktur.

250 şehidimiz ve 2139 gazimiz, o kanlı gecede canlarını feda ederek ülkesinin bölünmemesi için, tankların altına yatarak, demokrasiye sahip çıkmış ve bir kez daha Türk milletinin gücünü tüm dünyaya göstermiştir.

Milletimiz, darbeyi ezip geçerek dünya tarihine adını bir kez daha altın harflerle yazdırmıştır.

Dünya bile bu şanlı direniş karşısında şoke olup Türk milletinin büyüklüğünü bir kez daha kabul ederken 15 Temmuz’da milletimizin o dik duruşunu hafife alıp ‘Milletimizin yeni destanlara ihtiyacı yoktur’ diyenlere ne oluyor? Buradaki amaç ne? Neyi kast ediyorlar?

Zaten milletimiz, ne Çanakkale Savaşını ne Birinci Dünya savaşında tüm cephelerde yazdığımız destanı, ne Kurtuluş Savaşındaki destanımızı, ne de tarih boyunca yazdığımız tüm destanları unutmuştur. Bırakın unutmayı her yıl, her an bu destanları hatırlıyor, aziz şehitlerimizi, gazilerimizi, her daim beş vakit namazdan sonra dualarla anıyor. Birçok dünya ülkelerinde örnek olarak gösterilen bu destanlarımızı gelecek nesillerimize gururla, iftiharla aktarıyor. Aktarmaya da devam edeceğiz hep birlikte.

Hal böyleyken kimse şanlı destanlarımızı unutmamışken, bazı kesimler tarafından ne gibi bir mesaj verilmeye çalışılıyor?

Nasıl ki tarih boyunca aziz milletimiz, bayrağına, vatanına sahip çıkmışsa 15 Temmuz’da da canlarından geçerek şanlı tarihine bir destan daha yazarak yine ülkesine, bayrağına sahip çıkmıştır.

Bu destan, hem ülkemizin hem de dünya tarihindeki yerini almıştır. Millet olarak bizlerde yedi düvele ders veren bu destanı asla unutturmayacağız. Tarih boyunca bu kutsal vatan için canını feda eden tüm aziz şehitlerimizi, gazilerimizi, 15 Temmuz’da destan yazan 250 şehidimizi ve 2139 şehidimizi dualarla, şükranla ve minnetle yad etmeye devam edeceğiz. Unutturmayacağız. Gençlerimize, çocuklarımıza şanlı tarihimizdeki destanlarımızı anlatırken bunların arasına bir destan daha ekleyeceğiz. Bu böyle biline.

15 Temmuz’u hafife almaya çalışanlara çağrımdır, artık siyasi kaygıları bırakın da aziz şehitlerimizin ruhunu incitmeyin. Gazilerimize saygısızlık yapmayın. Çünkü onlar, 15 Temmuz’da hiçbir siyasi kaygı gözetmeden yalnızca Allah, vatan, bayrak için canlarını feda ederek şehit oldular. Bu yüzden ’15 Temmuz destan değildir’ derken bir kez daha düşünün. Bu tür söylemler kendi açınızdan tehlikeli olduğu gibi düşmanlarımızın da ekmeğine yağ sürüyor.

Milletimiz, geçmişte olduğu gibi bundan sonra yeni destanlar yazarak dünya tarihine damga vurmaya devam edecektir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.