Öğretmenlik, devletin eğitim öğretim ve bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleğidir. Öğretmenlerimiz bu görevlerini Türk Milli Eğitiminin amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak ifa etmekle yükümlüdürler.

Özverili eğitim çalışanları, yeni Türk Gençliğini Dünya düzeninde yerini alması için yetiştirmeye çalışmaktadır. Yeni kuşağın değeri eğitim çalışanlarının ustalığı ve özverisi derecesiyle orantılı olacaktır. Sorumlulukların yerine getirilebilmesi için eğitim çalışanlarına gerekli değeri vermek gerekmektedir.

Değer vermek deyince, devletin en üst düzeyinden aşağıya kadar mesnetsiz siyasi içerikli açıklamalardan uzak durmakla başlamak gerekir. Bir dönem “haftada 15 saat derse giriyorlar, yılda 4 ay tatil yapıyorlar” gibi tamamen yalan söylevler toplumumuzdaki eğitim çalışanlarına bakışı az da olsa değiştirmiştir. Bunu toplum hayatında öğretmenlerle ilgili konuşmalarda ve davranışlarda görmekteyiz. Mobbing ve darp davalarının artması hatta ölüm vakalarının olması bu değer kaybının örnekleridir.

Süslü sözlerden ziyade “marifet iltifata tabidir” mantığıyla eğitim çalışanlarına hak ettikleri maddi imkanları sunmak gerekmektedir. Tarihi süreci inceleyince git gide azalan maaşlarla öğretmenler ya toplumdan uzak içine kapanık ya da ikinci bir iş yaparak yaşamak zorunda kalmıştır.

2020 Ocak ayı meslek gruplarının maaşlarını inceleyince; Avukat (9/1) 5.224 TL, Araştırma görevlisi (8/1) 5.761 TL, Profesör(1/1) 8.948 TL, Bekçi (Lisans 9/1) 4.409 TL, Polis (11/1) 5.280 TL, Başkomiser (8/1) 5.788 TL, Hemşire (9/1) 4.253 TL, Doktor(7/1) 6.593TL, Veteriner hekim (7/1) 6.428 TL, Hakim (7/1) 9.257 TL, İmam/Hatip (9/1) 3.868 TL, Mühendis (7/1) 5.591 TL, Memur (9/1) 3.593 TL iken Öğretmen (9/1) 4.013 TL’dir.

Türkiye Kamu-Sen AR-GE’nin Aralık ayı TÜİK verilerine göre yaptığı araştırmaya göre; dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 6.897 TL olmuştur. Yani kamu çalışanlarının neredeyse tamamı yoksulluk sınırının altında maaş almaktadır. Devletimiz, en düşük dereceli memurumuzun maaşını yoksulluk sınırına göre taban maaş üzerinden kamu çalışanlarının ücretlerini acilen güncellemelidir.

Meslek grupları arasında o fazla alıyor bu fazla alıyordan ziyada, geleceğimizi şekillendirdiğimizi söylediğimiz öğretmenlere hak ettiği maaşı vermek milli bir meseledir. Çoğu gelişmiş toplumlarda öğretmen maaşları, en üst düzeyde gelir elde eden kamu çalışanları arasındadır. Başta Cumhurbaşkanlığı olmak üzere Milli Eğitim Bakanlığı gerekli adımları atmalıdır.

Öğretmenler sonsuzluğu etkiler, bu etkilerinin nerede son bulacağını da kimse bilemez. Toplumca öğretmenlik mesleğine değer verilmesinin toplumsal başarımız için anahtar bir unsur olduğu bilincine varılmalıdır.