Ne yazık ki geçen nesil Türkiye’de bugünleri gören neslin neşesine şahit olamadı. Birileri hep propagandayı tersten işletmeye çalıştı. “Dürüst, mütevazi, koruması yoktu, Çankaya’ya veya Başbakanlık’a dolmuşla giderdi.”

Bana ne? Bu ülkenin düşmanları karşısında süklüm püklüm olan bir liderden bana ne. Bakın ister sevin ister sevmeyin. Birleşmiş Milletler Genel Kurul toplantısında kızıp, bin türlü ithamlarda bulunduğunuz bu ülkenin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı dinlediniz mi? Adam ABD’ye, Trump’a ve BM’e resmen saat ayarı verdi. Millet zannetti ki RTE, Trump’ı görünce ona sarılacak, “Abi N’olur şu Dolar ve ekonomik saldırıyı kaldır” diyecek. Hayır, ne yaptı? Sadece devlet nezaketi icabı bir hal hatır edip kürsüye çıktı. Trump’ın yüzüne karşı YPG/PKK’ya verdiği desteği, onlara gönderdiği bilmem kaç TIR silahı, hangi gaye ile gönderdiğini resmen söyledi.

“Karşınızda enayi yok” dedi. “Bir ülke’den gelen teröristler” diye lastikli zavallı, korkak sözler sarf etmedi.

Ruanda’da, Myanmar’da, Filistin’de, Somali’de ABD’nin yaptırdığı katliamları yüzlerine haykırdı. Trump cebinden saatini çıkarıp TC Cumhurbaşanı Erdoğan’ın verdiği saate göre cep saatine ayar yaptı.  

Tüm Dünya’nın gözü önünde “Dünya  Beşten büyüktür” iddiasını hatır etmeden söyledi. Bu iddiayı ve yanlışı, sömürüyü herkes biliyor fakat bugüne kadar hiç kimse zikredemiyordu. Bu adaletsizlik hep kapı arkalarında konuşulurdu.

“E, söyledi de N’oldu?” diyenleri de duyar gibiyim. “Bugüne kadar söylenmedi de n’oldu?” Bir de buradan bakın bakalım, söylemeyince de hiçbir şey olmuyor değil mi?

Erdoğan’a biz de zaman zaman eleştiri getirdik, gerçekten ülkede bazı şeylerin birden bire kasanın ağzının açıldığını yazdık, yapılan yanlışları da ilettik, fakat biz de “Kör bellediğini” gibi bir art niyet, hamaset ve aptalca tarafgirlik hastalığı yoktur. Delikanlı gibi kürsüye çıkıp “ABD’ye ve Trump’a ayarı verdi.” Sonra ne yaptı? Trump kürsüye çıkıp konuşmaya başlayınca Erdoğan ekibi ile birlikte salonu terk etti. Yani “Al kendin çal kendin oyna Trump efendi, senin karşında artık enayi yok” dedi mi, demedi di mi? Peki bu güne kadar hiçbir TC devlet reisi veya erkânı böyle bir tepki ortaya koyabildi mi? Sana soruyorum dostum, RTE çaldı, çırptı, yedi, yedirdi diye ortalığı velveye veren dostum. Sen hiç böyle bir riyaset, irade, onurlu tavır bugüne kadar görmüş mü idin? Yok Dolar’mış, ekonomi imiş, bırakın bu işleri sıkıntı çekmeden bazı yokluklara katlanılmadan bağımsızlık kazanılmıyor. Hani birileri der ya, “İnönü bizi ekmeksiz, buğdaysız bıraktı.” İşte böyle bir şey. Eğer bu sıkıntıya o zaman katlanamasa idik bu ülke, “Bağımsız TC olur mu idi?” Artık bu bağnazca muhalefet ahlakını bırakın. Varsa gerçek yanlış, yolsuzluk, adaletsizlik hep beraber söyleyelim. Ama sahte Gezi Parkı ağaç kesimleri, Hava alanlarında grev ve işi kösteklemek ayaklarını geçin. Bakın dünyanın 3. Boğaz Projesi’ni TC’ye kasılan ekonomik saldırı ile engellemek için nerede ise hepsi bir oldu. 

Sağolasın Başkan Erdoğan… Ağzına sağlık.