RÖPORTAJ: ASLAN KAR -  ‘Anlatamıyorum’ diyen Akın Zurnacı Aslan Kar’a anlattı: “Yaklaşık 300 tane bestem var anlatamıyorum ayarında ve üzerinde olan birçok şarkım var şuan piyasa da çıkarmadığım çok şey var daha yeni başladık hazine sandığı geniş…”

AKIN ZURNACI KİMDİR?
Akın, Trabzon doğumlu sanatına gönül vermiş besteler yazan, şarkılar yazan, insanların hikayelerinden beslenen kendi hikayelerini de ara sıra empoze eden aşkı bilen, sevgiyi bilen, acıyı bilen ve bunları da hikayelerine yansıtan bir müzik adamıdır. Yaklaşık 20 sene müzik ile yoğrulmuş, Trabzon’da ve Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde müziğin içinde olan hem enstrümanist olarak hem solist olarak ve bu işin yakasını bir türlü bırakmak istemeyen bir adam. Trabzonlu olduğunuzu duyduk şaşırdık..
Şimdi şöyle bir şey var. Trabzon ‘dan pek fazla arabesk sanatçısı çıkmıyor ne yazık ki. Hatta hemen hemen hiç çıkmıyor. Trabzon’dan. Genelde Karadeniz, kemençe vs. tarzı.. Bizim tarzımız daha global. Tam arabesk de değil. Benim tarzım biraz daha farklı. Belki ondan daha çok seviliyor. İçinde Orhan Gencebay da, İbrahim Tatlıses de, Erkin Koray da, Kıraç da var. Ama en nihayetinde baktığın zaman AKIN var .

Müzik hayatına nerede başladın?
Köyde başladı. Şimdi benim babamın köyü yok. Trabzonluyuz ama annemin köyü Arsin.. Orda bundan baya bir sene önce çok basit melodiler çalarak başladı. Ondan sonra üniversite hayatına devam etti. Ondan sonra burada yerel kanallara bağlamayla; çünkü ilk başladığım zaman Orhan Gencebay benim idolüm, Orhan Gencebay şarkılarıyla ki o zamanlar sesimde çok benziyordu. Şarkılarını hala daha çok seviyorum. Bir idol bir ders niteliğinde bir adamdı. Profesör.. Ondan sonra tabi gitar hayatıma girdi.

Anlatamıyorum bir anda Türkiye’nin gündemine oturdu. Nerede çıktı ?
Bana gelen mesajlarda ya da iletişim kurabildiğim insanlardan gelen bir soru ‘Abi bunu hangi kafa ile yazdın? Hadi bırak güzel söylüyorsun da nasıl yazdın?’ Çok basit şöyle söyleyeyim; eşimle bir tartışma yaşadım. İstanbul’da olduğumuz zaman telefonu kapattım. Ben bu kadına hiç bir şey anlatamıyorum dedim. Ondan sonra yazdım ve çay içiyordum özellikle belirtiyorum çay içerek yazdığım bir şarkı.. Çünkü genelde ‘abi ne içiyordun’ diye soruyorlar çay içiyordum ve kabul etmiyorlar bunu, yazdım hatta çay içiyorken yazdım ben bunu diye kabul etmiyorlar..

Söyleyip dinlettiğinizde eşinizin yorumu ne oldu?
Fena değil dedi bana. Eh idare eder dedi. Şimdi şöyle bir şey de var benim yaklaşık 300 tane bestem var. Anlatamıyorum ayarında ve üzerinde olan birçok şarkım var. Şuan piyasada çıkarmadığım çok şey var. Daha yeni başladık hazine sandığı geniş..

Yakın zamanda bir bomba var mı?
Yakın zamanda bir acı bir şarkım var. Şimdi diyorum ki ‘anlattım ama sen beni anlamadın Allah seni nasıl biliyorsa öyle yapsın’ gibi bir şarkı var ve şöyle söyleyeyim anlatamıyorum insanları dertlendiren, hüzünlendiren bir şarkı ama bu şarkı daha fena olacak, ‘Kördüğüm’ diye bir parçam.

Çaydan başka nerelerde ilham geliyor?
Şu an bu dünya öyle bir dünya ki seninle konuşuyorken bile aklımdan birşeyler geçebiliyor. Senin bakışından duruşundan anlattığın küçük bir hikayeden.. Şarkı yazan insanın; sadece şarkı yazan demeyelim resmi yapan insanın da böyledir. Zanaatkâr insanın beslenmesi gereken şeyler vardır. Bunu yapan insan kurgu açısından çok iyidir. Mesela ölen bir insana yazmış olduğum bir şarkıyı ‘Abi kim öldü de yazdın?’ aslında kimse ölmedi ama bunu kurguluyorsun bir sinema, bir tiyatro sahnesi gibi alıyorsun oyuncuları kafanda oturtuyorsun ve şunu diyorsun; ‘burda bu şarkıyı dinleyen insan bu şarkının içine kendini nasıl empoze edebilir.’ Yani benim yazdığım şarkılarda sadece hissiyat yok matematik de var. Çok önemli bir şey bu sözlerin uyumu, melodilerin uyumu hiçbir şarkıya benzememesi. Mesela anlatamıyorumda ve diğer yazdığım şarkılarda bunu göremezsin hiçbir şarkıyı çağrıştırmaz ama bunu bir yerden biliyor gibisindir.

‘Bu sahnede olmak istiyorum’ dediğin bir an var mı?
Trabzonspor’un bir açılışında belki bir sene sonra yapabileceğimiz bir şey bu ama Trabzonspor’un şu gönlümü verdiğim takımın bir organizasyonunda sahneye çıkıpda boynuma o bordo-mavili atkıyı takmaktır ki o bordo-mavili atkıya çok önem vermeyip de bu işlere giren çok sanatçı tanıyorum.

Arabesk’i eziklik olarak mı görüyorlar?
Türkiye’de inanılmaz bir arabesk müzik eksikliği var. Orhan Gencebay yok, Ferdi Tayfur yok, Müslüm Gürses yok, İbrahim Tatlıses yok. Zaten Serkan Kaya’nın bu basamağa tırmanmasının sebebi İbrahim Tatlıses’ in boşluğudur. Yani şimdi bakıyorsun yeni şarkı yok eski şarkıları alıyorlar, sürekli cover yapıp piyasaya sürüyorlar.

Müziğe yeni başlayacak olanlara neler söylersiniz?
Hırslı olsunlar, inansınlar tabi ki ilk başta müzisyen olarak değil insan olarak kendilerine güvensinler. Hırslarının inançlarının peşinden gitsinler. Kesinlikle vazgeçmesinler. Benim gibi sanatçılara yazsınlar. Mesela ben zamanında çok yazdım hiçbir cevap alamadım ama yine de yazsınlar.

***

HAFTANIN MEKANI: TOPRAK BALIKEVİ
HAFTANIN İŞLETMECİSİ: HASAN ŞAHİN

Hem köy evi, hem balıkçı evi…
bir balık evi düşünün içinde her sezon balık ürünü var. Etrafında inanılmaz güzellikle bahçesiyle cezp ediyor. İçinde taze sebzeler anlık çıkarılıyor. Ardından sofranıza geliyor. İşte o balık evi Trabzon’un en gözde mekânlarından biri. Adı Toprak Balıkevi. Bir aile ortamında damak tadınıza uygun mutfağıyla adından sıkça söz ettiriyor. Balıkevinin sahibi Hasan Şahin, sadece balık evi olmadıklarını, misafirlerini ev ortamından ziyada en organik ürünlere anında ulaşılan köy evi ve balıkçı evi karışımı bir mekân oluşturduklarını ifade ediyor.

Aslan Kar’ın tavsiyeleri:
Balık çorba ve kavurma Somon şiş Kiremit balık sote Balık böreği