Yüz yıllık bir ham hayalin baş öznesi bizim kültür coğrafyamızda hep Barzani ailesi olmuştur. Çok ırkçı bir aşiret olan Barzaniler, ümmetin içinde bir çıban başı olarak temayüz etmiş, emperyal unsurlarla (MOSSAD, CIA) da teması hiç kesmemiştir.

Tarihçi Murat Bardakçı'nın yayınladığı belgeye göre Mesut Barzani'nin amcası Abdülselam Barzani, Sultan Reşad'dan önce madalya almış, bir yıl sonra da aynı sultan tarafından yağlı urgana gönderilmiştir. Manzara öylesine bugünü andırmaktadır ki tarih tekerrür mü edecek sorusunu sormamak mümkün değil.

Türkiye kırmızı pasaporttan tutun bölge petrolünü ihraç etme imkanına kadar birçok lütfu bu aileye sunmasına rağmen onlar genlerindeki nankörlükten rücu edememişlerdir. Gelinen nihayi noktada Erbil'de kendi ailesi önünde yine yağlı urgana koşmaktadırlar.

Mesut Barzani'nin amcası ipe gönderildiğinde Musul Valisi Türk Edebiyatı'nın önemli kalemlerinden Süleyman Nazif'tir. Büyük edebiyatçı valinin; "Bu aileye Osmanlı madalya ile değer verirken aslında bunların şımarıklıklarını arttırmıştır, o şımarıklık isyan etmelerine (özgürlük istemelerine) vesile olmuştur" diyerek bunların cüret kaynağını da ifade etmiş oluyordu.

Aynı şekilde Turgut Özal'ın ve Recep Tayyip Erdoğan'ın iyi niyetle yaklaşımları yine Barzani ailesince Türkiye'nin bir zaafı olarak değerlendirilmiş ve de dedelerinden gelen cüretkarlıkla "tam zamanı" şeklinde bir değerlendirmeyle atalarının akıbetine seyrüsefer etmeye niyetlenmişlerdir.

Aşiret kafası küçük ümitleri büyüten kafadır. "Bölge, barış içinde huzurlu olsun" niyetiyle yapılan girişimleri "bağımsızlık zamanı geldi" biçiminde değerlendirmek ancak Barzanilere yakışan bir akıl yürütme olsa gerek.

Türkiye, İran, Irak devletleri istemedikçe burada emperyalistlerin oyunlarının uzun vadede tutmayacağını düşünememek çok aptalca bir yaklaşımdır.

Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günden beri emperyalistlerle dirsek temasını hiç kesmemiş Şeyh Saitler, diğer ayaklanan gruplar ve PKK son olarak da Barzani olmayacak duaya amin demeye devam ediyor. Bu kafayla tatlı aşlarını acı, dertsiz başlarını umacı yapacaklar.

Bizi tükürüğüyle boğacağını söyleyen bizim meclisimizde görev yapan bir vekil vardı. Sonra gavur ellerine kaçtı. Şimdi bulunduğu memlekette de rahat gezemiyormuş. Bizi tükürükle boğacak olan bu hain, şimdi kulağına giden bir üfürükten dolayı dışarılarda çok temkinli dolaşıyormuş. Biz bu milletin kimyasını bilen bir evladı olarak diyoruz ki "Türk hukuk dışı bir tarz benimsemez, rahat ol, gez dolaş. Böyle içine kapanırsan kendi tükürüğünde kendini boğarsın".

Barzani de yakın zamanda kendi şehrinde kuşku ile dolaşacak. Hain şeytandır. Şeytan ufak bir yelden sel geleceğini düşünür. Bizim esintimiz yetecek bu gibi hainlere anlaşılan.