Biz ne yazık ki facia ve felaketlerden sonra tedbir alıyoruz.

Başımıza üzücü olaylar gelmeden önlem aldığımız pek nadir görülmüştür.

İlla yürekler yanacak, Allah korusun ocaklar sönecek ondan sonra tedbir alacağız.

Ama bu tedbirler ise giden canları geri getirmiyor ne yazık ki.

Oysa yaratılanların en üstünü olan Peygamber Efendimiz, devesini Allah’a emanet eden bedeviye “Evvela deveni sağlam kazığa bağla, daha sonra Allahû Tealâ'ya emanet et” diyerek tedbir ve önlem almanın önemine dikkat çekmiyor mu?

Hal böyle iken bizler hala nasıl tedbir ve önlem almamakta ısrar edebiliyoruz anlayabilmiş değilim.

Bir de işin vicdani boyutu var tabii.

Vicdan olmayınca dini inancımız acaba eksik mi kalıyor; bu durumu sorgulamaktan kendimi alıkoyamıyorum.

Anlatmak istediğim şu ki Arsin’de bir yol var.

Şahinkaya Mahallesi’ndeki bu dik rampa yol; Büyükşehir Belediyesi’nin uhdesinde olmasına rağmen yolun bir kısmı Arsin Organize Sanayi Bölgesi’ne ait.

Ortada biraz karmaşık bir durum var, ama bu karmaşayı da çözmek yetkililerimizin işi.

Şöyle ki bu yolu geçen yıl 19 Mayıs’ta haberleştirmiştim.

Mahallesine bu yol üzerinden ulaşım sağlayan Arsin’in çalışkan muhtarlarından Nuroğlu Mahallesi Muhtarı Ayhan Kalkan, burada zaman zaman kazaların yaşandığını ifade ederek dik rampada kontrolünü kaybeden araç sürücülerinin yol kenarındaki dereye düştüğünü söyledi.

Hal böylece olunca bizde bu duruma kayıtsız kalamadık, insanların can güvenliği söz konusu olunca olay yerine giderek mahalleli ile birlikte durumu haberleştirdik.

Amacımız sadece farkındalık yaratmaktı. Niyetimiz ise hiçbir kurumumuzu ve yetkilimizi karalamak değildi.

Yeter ki yolda tedbirler alınsın, vatandaş gönül rahatlığı ile bu yolu kullanabilsin.

Ancak aradan yaklaşık 9 ay geçmesine rağmen ne yazık ki gerekli tedbirler ve önlemler bir türlü alınamadı.

Geçtiğimiz hafta ne yazık ki bir araç sürücüsü daha tehlike saçan yolda kontrolünü kaybederek dereye uçtu.

Çok şükür ki araç sürücüsü kazayı hafif sıyrıklarla atlattı.

Yıllardır bu yolda önlem alınması için çabalayan Muhtar Kalkan, tekrar beni arayarak bu durumun haber yapılmasını rica etti.

Elbette Sayın Kalkan, babasının hayrına bu yolda önlem alınmasını istemiyor, yolu kullanan tüm araç sürücüleri ve insanlar için önlem, tedbir alınmasını istiyor. Çağrısına da ilgili kurumların kulak vermesini istiyor.

Muhtar bize, bu yolun durumunun İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya kadar gittiğini söyledi.

Şahsi fikrim şu ki bu kadar basit konular için bin bir türlü sıkıntılarla ve ülkemizde terör belası ile uğraşan Bakan Soylu’nun kapısı mı çalınacak?

Şehrimizde daha mega proejeler için Sayın Soylu’nun kapısını çalsaydık daha iyi olmaz mıydı?

Onu böyle ufak tefek işlerle meşgul edersek şehrimizde büyük işleri nasıl başarabileceğiz?

Burada elbette muhtarı eleştirmiyorum. Demem o ki böyle küçük ama vatandaş için önem arz eden sorunların şehrimizde kolaylıkla çözülmesidir. Sayın Soylu’ya ulaştırmadan.

Eğer o yol güzergahında Allah korusun ölümlü kazaların yaşanmasını istemiyorsak, dere kenarına bir bariyer kurulmalı ve dik rampa yolun eğimi de azaltılmalı.

Sonradan ‘eyvah’ dememek için bunu yapmak zorundayız.

Muhtar Kalkan’a dün tekrar konuyu sordum çözüm var mı diye. Kalkan, Büyükşehir Belediyesi ile Devlet Su İşleri yetkilileri konuyu tekrar görüştüğünü onların da 2018 yılının yatırım programına aldığını söylediğini iletti.

Umarım, bu tarih 2019, 2020 ve daha ilerisi olmaz da bu yolda gereken önlemler alınır.