Avrupa'nın Türklere bakışı hep önyargılı olmuştur. Türkler Anadolu'ya ayak bastıkları yıllardan itibaren Avrupa'daki uluslar tarafından hep şeytanlaştırılmış, barbar, yıkıcı ve yağmacı olarak halklarına anlatılmıştır.

Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti dönemlerinde kendi iç çekişmelererini örtmek için parmakla işaret edilen tek düşman hep Türkler olmuş, bu nedenle de her dönemde farklı mahiyetler gösterse de Haçlı seferleri hep sürmüştür.

Bir örnekle Türk, bir Avrupalı için ne analama geliyor diye anlatalım.

Yıl 1867, Osmanlı'nın padişahı Sultan Abdülaziz...

Bir dış gezi için sultan Pariste'dir. Yeni çıkan alet ve edavatların sergilendiği bir sergiyi gezmektedir. İlginç bir aletin başına gelir. Fransız görevliye 'bu nedir' diye sorar. Sorduğu şey bugün lunaparklarda gördüğümüz yumruk vurma gücünü ölçen alettir. Alet; bir insan başına benzeyen bir torbadan ve o torbaya bağlı vurulan yumruğun gücünü gösteren bir göstergeden ibarettir. Sultanın sorusu karşısında kem küm eden görevli vurulan torbanın ismini "Tete Türki" (Türk Kafası) olarak açıklar. Yani gavur, kuvvetini ölçerken kullandığı aletin vurulan kısmına Türk Kafası adını vermiş.

Sultan bu ismin bu alete verilmesine fena içerlemiş. Yanında bulunan Halil Paşa'ya,  "Gavurun makinesine Türk Kafası ismini verenlere göster Türk'ün gücünü de iyice abdestleri kaçsın" emrini verir.

Halil Paşa ceketini çıkarır, gömleğinin kollarını katlar, olanca gücüyle torbaya vurur. Öyle vurur ki torba bir tarafa, gösterge diğer tarafa savrulur.

Etrafta olaya şahit olan herkes küçük dilini yutmuştur. Halil Paşa manzara karşısında bir kahkaha attı, sonra Sultan Abdülaziz'e dönerek "Sultanım bu mendebur alet Türk Kafası değil gavur kafasıdır. Zira bir vuruşta yerle yeksan oldu" der.

Düşünün adamlar bir alet yapıyor, ona intikam duygsunu yüklüyor.

Bugün de ecnebi kafası aynıdır. Öyle olmasa kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim'de Cenab-ı Hakk "Siz onlar gibi olmadıkça onlar asla sizi sevmezler" boşuna mı demiştir.

Bakınız 15 Temmuz'da ABD'yi, AB'yi ve bilimum düşmannları Halil Paşa'nın yaptığı gibi bir yumrukta yere sermemiz o gün Paris'te abdestleri kaçanlar gibi bugün de abdest  kaçırtmıştır.

Abdest derken malum yerdeki ıslanmayı kastettim canım!

Karşımıza adam gibi çıkma cesareti olmayanlar taşeronları vasıtasıyla iş görmeye çalıştı. Şükür ki bu millet FETÖ, PKK, D-HKPC, DAEŞ gibi şer odaklarının görünen yüzlerine şamar indirdikçe indiriyor.

Ey Avrupa abdest kaçırmaya devam!