Trabzon Üniversitesi daha kurulmaya niyetlenilen günden bu yana tartışılmaların tam da göbeğindeki kurumdur.

İsmini taşıdığı şehre katma değer sunması beklenirken aksi işlerin merkez noktasında yer aldı ilk andan şimdiye kadar.

Önce gayri ciddi dikilen tabelası tartışıldı, ardından şehirle pek de alakası olmayan logosu.

Tabela üniversitesi olmaktan öteye geçemeyen akademik duruma değinmeye dahi gerek yok.

Gelelim bunları neden hatırlattığıma...

***

23 Nisan arifesinde üniversite yerleşkesinde Atatürk posteri ters asıldı ve kriz patlak verdi.

Sadece üniversite değil tüm şehir eleştirilerin hedefi haline geldi.

Bunu bu şehre kimsenin yaşatmaya hakkı da, haddi de yokken akademik bir kurumun bu olayın öznesi olması en acı boyut.

Acıyı katmerleyen bir diğer konu da özrün kabahati geride bırakması.

Çıkıp, “Evet ortada bir hata var ve gereği yapıldı. Bizim Atatürk sevdamız tartışmaya dahi açılamaz” demek varken üniversitenin linç edilmeye çalışıldığına dair içi boş bir açıklama yayınlandı.

Suçlu üniversite/üniversite çalışanı değil de duruma tepki gösteren vatandaşmış gibi algı yaratılmaya da soyunuldu

***

O poster oraya bir saniye dahi olsa ters asılmıştır ve gereği yapılmalıdır.

Bunun aması, fakatı, lakini olmaz.

Olmamalı!

Suçlu kimse cezasını çekmelidir.

Üniversite rektörü de çıkıp özrünü dilemelidir.

Yani demem o ki bugüne kadar varlığını hissedemediğimiz makamın hakkı verilmelidir.

Rektör Emin Aşıkkutlu, hadi verin makamın hakkını.

Verebilirseniz tabii ki.