Her şeyden önceliklidir vatan sevgisi. Bütün ideolojilerden, bütün akımlardan, bütün kişisel arzulardan azadedir vatan sevgisi.

Vatan; ayağımızın yere bastığı, işimizin yürüdüğü, aşımızın kaynadığı, mezarımızın kazıldığı yerdir.

Namık Kemal'in:

"Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini/ Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini" dediği o karanlık günler gibi bir zamandayız. 15 Temmuz Darbesi'nin üstünden neredeyse bir yıl geçti. Darbe günlerinin karanlığı henüz ışımamışken, ilk zamanlar Türkiye birlik beraberlik emareleriyle dolu bir parıltı yakaladı. Bu parıltının mimarları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Dr. Devlet Bahçeli'ydi. Zoraki de olsa Kemal Kılıçdaroğlu'nun bu iki lidere katılması herkeste 'artık Türkiye'nin sırtı yere gelmez' hislerini coşturdu. Fakat 'armudun sapı üzümün çöpü' diyerek Kılıçdaroğlu'nun aslına dönmesi pek zaman almadı.

Kılıçdaroğlu'nu CHP'nin başına ışınlayan kasetli güç, kasavetli bir baskı ile ona tornistan yaptırdı. Adeta 'sahibini bil' dedi.

Benim tek çözemediğim Deniz Baykal oldu. Kendisini kasetle yenen Kılıçdaroğlu'na kılıç çekmek yerine hala niye destek veriyor anlamış değilim. Hele hele PKK ile dirsek teması kuran bir CHP gerçeğini nasıl içine sindiriyor aklım ermiyor. Türkmen kanı taşıyan Baykal'ın Türklükle hesabı olanlarla omuz omuza 'adalet' ambalajıyla yürüyen ve yedeğine ne kadar Türk düşmanı varsa onları alan selefine, sefil kalması onun siyasi geçmişiyle örtüşmüyor. Acaba bizim bilemediğimiz bir fren tertibatıyla mı kavranmış. Öyle olsa bile yaş itibariyle balataları yakması gerekmez miydi?

Türkiye’de, FETÖ'nün ayak takımına takılıp kalan, bir türlü bu örgütü ören zihniyete ulaşmayan hükümete de husumetliyim. 'Batı sahip çıkıyor ne yapalım' bahanesine katılmıyorum. Bu ihanet şebekesinin üst düzey şebeklerini bulundukları ülkede yok edecek tedbirler neden alınmıyor? MİT bu konuda tek bir hamle şimdiye dek nasıl gerçekleştirmiyor? Dış operasyon yapmada Rusya'nın ne kadar mahir olduğunu biliyoruz. Bir zamanlar ASALA'yı bitirmede bizim de bazı yeteneklerimizi görmüştük.

ABD ve bilumum Batı sahibi oldukları bu örgütü koruyor. Öyleyse Rusya'nın tecrübelerinden, kaldıysa bizim eski yeteneklerimizden istifade ederek neden elebaşları Dünya dar edilmiyor?

Açıkçası ayak takımına bütün dikkatimizi vermek 'feda edilenlerle yetinin' şeklinde bir kumpas olmasın!

Başını ezmeden yılan zor ölür. 250 şehit, 2 bin gazi MİT'ten icraat bekliyor. Vatanın bağrına hançer dayayanları ezmedikçe bizim ateşimiz sönmez.