Planlama konusundaki genel zafiyetimiz ne yazık ki her alanda olduğu gibi basketbolda da süregeliyor. Sezonun sona ermesinin ardından bir ay gibi bir süre geçmesine rağmen önümüzdeki sezonla ilgili, ne teknik ekibin, ne oyuncu kadrosunun, ne altyapının hatta ne de yönetiminin akıbeti hakkında belli olan hiçbir şey yok. Korkarım, yine her şey, sezonun başlamasına kısa bir süre kala, tüm kulüpler transferlerini ve yapılanmalarını tamamladıktan sonra alelacele yapılarak, birçok eksik ve yanlışlıklarla yine sonunda hayal kırıklılıklarının yaşanacağı bir sezona daha başlanacak. Yine havaya savrulan paralar ve boşa harcanan emekler, bu büyük camianın beklentilerinin yok olmasına sebep olacak.

Yıllardır yapılan planlama hataları kulübün mali ve sportif açıdan dibe vurmasına neden olmuşken bu yapılanlardan ders çıkarmamaya ısrar etmenin anlaşılır bir yanı olmadığını belirtmek gerekiyor. Şu anda Trabzonspor Basketbol’un sponsorundan menajerine, teknik ekibine kadar bir çok bölümün belirlenmesi, oyuncu transferi ile ilgili çalışmaya çoktan başlanmış olması gerekliydi. Fakat anlaşılmaz bir şekilde hiç kimsenin adım atmadığı, atılması gereken adımı, sanki birbirlerinden bekler gibi ilginç bir belirsizlik var. Bir de bunlara kulüp hakkında yerel medyada çıkan ve her şeyden önce bir Trabzonspor taraftarı olarak gurumuzu inciten, sadece basketbolun değil, genel anlamda Trabzonspor’un itibarını yerle bir eden haberleri okudukça, endişelerimiz daha da derinleşmekte.

Artık Trabzonspor camiasının topyekün basketbol konusuna el atması ve yaşanan sorunların birkaç kişinin sorumluluğuna bırakılmaması gerektiği açık bir şekilde ortada. Bugün basketbolun, sadece basketbol kulübü içindekilerin değil, tüm camianın sorumluluğunda olduğunun kabul edilmesi gerekiyor. Trabzonspor Kulübü başkanı Sayın Muharrem Usta’nın zaten sezon içerisinde kulübe maddi anlamda katkı sağladığı biliniyor. Fakat bu katkının daha da planlı ve kurumsal bir anlayışa dönüştürülmesinin artık zorunluluk haline geldiği ortada.. Zira basketbola ve basketbol takımına olan ilgi ve alakasının bu zorunluluğu perçinlediğini ve kaçınılmaz bir görev haline getirdiğini sanırım söylememe gerek yok. Basketbolun yaşadığı itibar sorununun sadece basketbolu değil tüm kulübü ve camiayı etkilediğinin artık herkes farkında.