Bayramlar, dinimizin bize en güzel hediyeleridir. Üç günden fazla birbirinden küs olmaya razı olmayan bir inancın temsilcileriyiz. Teknoloji kültürünün yakıp kavurduğu gönüllerimizin yeniden yeşermesi, savurduğu dostluklarımızın tekrardan kurulabilmesi için, bayramları amacına uygun olarak yaşamamız gerekmektedir. Bayram denilince nedense hepimiz eski çocukluk günlerimizde yaşadığımız heyecanları hatırlarız. O günün imkânları ile annelerimizin bizlere aldıkları elbiseler ile yatıp sabahladığımız geceleri hiç unutmayız. Büyüklerimizin camilerden döndükten sonra karşılanmaları, el öpmeler, topluca yenilen yemekler, akraba, komşu ve dostlarımıza yaptığımız o tadına doyulmaz ziyaretler gelir geçer aklımızdan. Çocukluk gönlümüzün o tertemiz dünyasında iz bırakan güzellikler yerini bu gün maalesef kararan gönüllerimizde iz bırakmayan yaklaşımlar almış bulunmaktadır!

Bu durum kaderimiz değildir elbet! Herkes bayram günü önce problemli olduğu insan ve aileler ile bayramlaşmaya koşarsa, gönlünü kırdığı insanların boynuna sarılırsa, filan zamanda o onu demişti, bu bunu söylemişti gibi toplumu perişan eden dedi-kodu ve fitne-fesat söylemlerini bir kenara bırakırsa ve hayatına yeni bir başlangıç yapmak isterse işte en büyük fırsat önümüzde, bayramlaşalım!

Onun neden var da benim yok demeden, ben onunla asla barışmam söylemeden, ben niye bayramlaşacakmışım ki, o gelsin bayramlaşsın gururunu kabartmadan, o zamanında benim için hiçte güzel şeyler söylememiştiyi düşünmeden, bayramlaşalım!

Bayram günü bile bu yoldan gidersem sevmediğim bir insan karşıma çıkar olumsuz düşüncesini yenmek için, bu gün bayramlaşsam, bu belki de yeniden bir dost kazanmama vesile olur demek için, artık yaşımız kemale erdi, göçüp gideceğimiz dünyada arkamızda bizi sevenlerin daha değerli olacağını anlamak için bayramlaşalım!

Özlük hakları içim pazarlık masasında olan sendikalar ile hükümet yetkilileri bayramlaşsın, laik olanlarla, olmayanlar bayramlaşsın, öğrenciler ile öğretmenler, farklı siyasi parti mensupları ile siyasi parti liderleri bayramlaşsın, bir apartmanda oturup bir yıl boyunca birbirleriyle selamlaşmayanlar bayramlaşsın. Ayni sokakta yan yana dükkânları olduğu halde yıllarca birbirinden uzak duranlar ile ayni mahalleyi paylaştıkları halde ayrı yollardan gidenler bayramlaşsın. Bunun adı bayram ise tadı da bayramlaşmaktır, unutmayalım lütfen!

Bayramlar sadece sevdiklerimizle kucaklaşıp, sevmediklerimizi görmezlikten gelmek yaklaşımı değildir. Zor olanı yaparak, nefsimizin yapma dediğini yaparak, yap dediğini yapmayarak, kollarımızı ve gönüllerimizi kırgın olduklarımıza ve kırdıklarımıza açmalıyız. Nasıl bayramda kesilen kurban etini sadece kesen yerse bu bayramın anlamına uygun düşmez, ayni bunun gibi bayramda sadece sevdiklerimizle kucaklaşmamız da gerçek bir bayram havası oluşturmaz. Önemli olan zor olanı başarmaktır, kolay olanı herkes başarabilir.

Her gününüzün bayram olması dileği ile gazetemiz okurlarının da bayramlarını kutluyor, esenlikler diliyorum. Artık gerçek mana da bayramlaşalım!