Kardeşim Burak futbolculuğunu kimseyle tartışmam ve tartıştırmam da.

Hakeza kişiliğini ve adamlığını da.

Bak benim güzel kardeşim!

Belli ki gemileri yakmışsın.

Ormanı da yakmaya başlamışsın!

Bundan sonraki süreç senin ve Trabzonspor için zor geçeceğe benziyor!

Bak benim güzel kardeşim Burak!

Öyle açıklamalar yaptın ki, böylesine açıklamalar ancak kulüple bağlarını koparanlar yapabilirdi.

Futbol yaşantın Trabzonspor’da devam etmesine rağmen, sen böylesine bir açıklama yaptın.

Tabiri caizse, bir çuval incirin içerisine ettin!

Bu açıklamaların, yakışmadı sana kardeş.

Hadi Trabzonspor’u çok düşünüyorsun diyelim!

Öyle değildir de öyle olsun diyelim.

Trabzonspor’u çok düşünen, Trabzonsporluyum diyen birisi, nasıl seninle yapılan sözleşmenin altına imzasını atabiliyor?

Öyle ya:

Açıkçası seninle yapılan sözleşmede, sadece kulübün anahtarının sana teslim edilmediği kalmış!

Yapılan sözleşmenin muhtevasına bakıyorum, inan aklım, dolayısıyla fikrim karışıyor!

Bak Burak kardeşim!

Trabzonspor’a üç yıllık maliyetin 80 milyonu buluyormuş.

33 yaşından 34 yaşına doğru yol almışsın, üstelik bir ay sağlam iki ay sakat olup, kızakta duruyorsun!.

Ve hiç oynamadan, hesabına bonusların yatıyor.

Bunamukabil, sen herkesten çok Trabzonsporlu oluyorsun!

Var mı böyle bir dünya?

Var mı böyle bir Trabzonsporluluk?

Milli piyango veya ne bileyim sayısal loto oynasan, bu talihli oyunlar, farz edelim sana çıksın, merakımdır, iki oyun sana çıkması halinde bu kadar ikramiye alabilir miydin?

Bak Burak kardeşim!

Bonusun iki buçuk milyon Euro, menajerlik ücreti de bir milyon elli bin Euro’ymuş.

Bunlar hesabına tıkır tıkır zamanı gelince veya geçince yatıyormuş.

Peki soralım sana bunları hak ediyor musun?

Şimdi diyeceksin ki ‘bu maddeler sözleşmemde var’

Benimde diyeceğim sana odur ki, kardeşim bizimde sıkıntımız burada, yaşı futbolda kemale ermiş, artık bundan sonra emekliliğini bekleyen senin gibi bir futbolcuya böyle bir sözleşme yapmak, böyle bir sözleşmeyi kabul etmek hem o takıma ihanet etmiş olunur, hem de o şehre.

Bizim sıkıntımız da zaten burada Burak kardeş!

Bak Burak kardeş.

Seninle yapılan sözleşmede biz açıkça şunu anladık.

Nasılsa ocağıma düştüler, istediğim rakamları geçirip, istediğim sözleşmeyi de yaparımdır.

Sende kabahat değil, kabahat kimde mi?

Bu kulübün hava çaka için, yalan vaatleriyle ve savruk hesap kitapsız borçlandırmalarla uçurumdan aşağıya atan, Muharrem Ustadır.

SULH OLSADA!
Bundan sonra ne yapılmalı?

Gördüğümüz fotoğrafta iki taraf için ipler kopmuş.

Testi kırılmış!

Bu işin geri dönüşü olmaz, olmamalıdır da.

Araya girenler olsa, iki taraf arasında sulh ilan edilse bile, etik olmaz, samimi bir duruş sergilenmez.

Bu saatten sonra hem yönetim kurulu hem de Burak Yılmaz susmalı.

Ta ki, ara transfer sezonu gelinceye kadar.

En azından eski yaşanmışlıkların hatırına susmayı becerebilmelidirler.

Ara transferde, şartlar nasıl oluşursa oluşsun, iki taraf mutlaka yollarını ayırmalıdırlar.

HİÇ YANILMADIK?
Defalarca yazdım söyledim.

Trabzonspor ne yapıp edip etmeli Burak yılmaz ile yol ayrımına gelmeli.

Daha doğrusu lafı şuna getirmeye çalıştım.

Bu saatten sonra zararın neresinden dönülürse kardır dedim.

Yönetim kurulu transfer ile ilgili hamleler yaptı ama şartlar istenildiği gibi oluşmayınca Burak yılmazın transferin gerçekleşmedi.

Neden Burak Yılmaz ile yol ayrımına gelinilmeli dedi.

Bir kere Burak ile yapılan sözleşmedeki şartlar çok mu çok ağır?

İkincisi Burak Yılmaz başta da söylediğim gibi yaşı futbolun son dönemlerindeki yaş.

Bu saatte sonra ayaklarından çok çenesi konuşacaktır.

Nitekim de şuan onu yaşıyor camia.

Üçüncüsü oynamayan Burak Yılmaz saha içerisinde değil, saha dışında yapacak olduğu hamlelerle uğraşacaktır.

Onda da yanılmadık.

Burak Yılmaz’ın altını kaşıyınca neler çıkıyor neler?

Burak oynayınca Trabzonspor takım oyunundan yani kolektif oyundan çıkıyor, bireysel oyuna sistemini döndürüyor.

Her ne kadar Ünal Karaman takımın oyunun böyle kurgulamasa da, saha içerisinde futbolcular ister istemez psikolojik olarak Burak Yılmaz’ın etkisi altında kalıyorlar.

Son söz o nedenle Burak ivedilikle Trabzonspor’dan gönderilmedir dedik ve demeye de devam ediyoruz.

YİNE YEŞİLLENDİ FINDIK DALLARI!
Var mısınız hep beraber söylemeye

“Yine yeşillendi fındık dalları

Acep ne olacak yârin halleri.

Cidden ne olacak bu fındığın halleri.

Dalların yeşilleri gitti.

Fındık harmandan çıktı.

Eeeee..

Nedir bu fındık işi?

Yatıyoruz fındık kalkıyoruz fındık?

Bakanı yakalıyoruz fındığı soruyoruz, milletvekili görüyoruz ne olacak fındığın halleri diyoruz.

Yok mu üreticiyi rahatlatacak fındıkla ilgili yetkili kişinin söyleyecek olduğu bir söz?

Millet geçim derdiyle uğraşırken, bölgede bir büyük sorunda fındık oldu.

Hadi bırakmayın fındığı Ferroro’nun eline.