Trabzon, altyapı sorununu daha önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da iliklerine kadar hissetti.

Rant uğruna göz yumulan yanlış yapılanma, doğa katliamı ve bilinçsiz şehirleşme ile yine sele teslim olduk.

İşin ehillerinin tüm uyarılarına rağmen alınmayan önlem Trabzon’u afetin merkezi haline getirdi.

Altyapı eksikliği yolları ve trafiği vurdu, hiç edilen coğrafya ise bölgeyle hesaplaştı.

Şehrin en büyük alışveriş merkezi de daha önce olduğu gibi yine yağmura direnemedi ve ziyaretçilerini tahliye etmek zorunda kaldı.

***

Tüm bunlar gerçekken, Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Atilla Ataman, Belediye Meclisi’nde basını suçlarcasına; şehri felaket götürüyor gibi dil kullananlar otokontrol yapmalı diyerek çıkış yaptı.

Bu açıklamanın ‘bireysel düşüncesi ’ olduğunu da üstüne basa basa belirtti.

Neymiş efendim, turizm zarar görüyormuş.

Başkanvekili Ataman’ın turizm hassasiyetini az çok anlayabilirim; çünkü kendisi de turizm sektörü ile iç içedir.

O yüzden turizm vurgusu Trabzon gerçeğinin önüne geçmiş olabilir.

Ancak basına ayar vermeye çalışmasını anlayamam.

***

Hani diyor ya bireysel düşüncem diye...

Ben de bireysel düşüncemi yazayım.

Evet; Trabzon afete teslim olmuştur, selin de ortasında kalmıştır.

Başkanvekili Ataman’ın mensubu olduğu parti ile göbek bağı derecesinden ilişkisi olanların bu şehirde vücut bulmasını sağladığı alışveriş merkezi de kendisi kabul etmese bile acizliğe düşmüştür.

***

Yine bireysel düşüncemdir; Başkanvekili Ataman suçlu aramak yerine, bu tablonun son bulması adına çözüm aramalıdır.

Yoksa Araklı’da dün yaşanan felaket gibi sonuçlar doğmaya devam eder ki artık istesek de önüne geçemeyiz.

Bunu görmek zor olmasa gerek.

Çok tekrarladım ama bireysel düşüncemdir.