17 yıldır sandıktaki oylara endeksli siyaset ülkeyi perişan etti bunu gördük.Türkiye’ye iki farklı Mustafa’yı anlatmanın gerekli olduğu ilkesiyle...Birincisi “Ben ancak İslam âlemindeki güzel ahlakı tamamlamak için dünyaya gönderildim” diyen peygamberimiz Hz. Muhammet Mustafa (S.A.V.) efendimizi, ikincisi “Bir millet zenginliği ile değil ahlakı ile ölçülür” diyen Gazi Mustafa Kemal
Atatürk’ü anlatmanın gerekli olduğunu gördük.2011 yılında BT devlet planlama teşkilatı kapatılınca ülkedeki hesapların tutmadığını gördük.Ekonomide enflasyon tek haneye düşmüş,hesaba ne katılmamış,yapılan zamlar ortalama % 38 iken evdeki hesabın çarşıya uymadığını gördük. İç siyasette dış siyasette bağırıp çağırmakla,vurup kırmakla ve üretimin yoksa tüketimle dışa bağlıysan toplumsal huzurun olamayacağını gördük. Onu gördük bunu gördük.İngilizlerin olduğu yerde Osmanlının zarar gördüğünü,Amerikalının olduğu yerde Türklerin zarar gördüğünü, İsrail’in olduğu yerde hesaplarının olduğunu gördük de bir türlü halka anlatamadık.Kurtuluş savaşının ne için yapıldığını,anti-emperyalizmin tam bağımsızlıkçı bir ülke olduğunu ve de
cumhuriyetin kazanımlarının neler olduğunu gerici mandacıların önlerine koyamadık. Sonunda “hep birlikte aynı ülkü adına bizler Çanakkale’de kurtuluş savaşlarında hep beraber omuz omuza yan yana birlikte başardık” söylemine hasret kaldık.

ÖZLENEN TABLO 

Acıların, üzüntülerin, kederlerin dostu ve arkadaşları yoktur.Hepimizin ortak kaderleridir.Önemli olan her türlü elemler içerisinde tüm dostlarımızın sevdiklerimizin bir nebze de olsa zor saatlerine ortak olarak o duyguyu yaşamamızdır.Korkunun suları derindir bunu biliriz. Oysa yüce Mevla’m umutların dağıtıcısıdır.Her geçen zaman içerisinde yeniden hayata bağlanmanın tek habercisidir.
Şimdi bu resme baktığımda Sadi hocanın bir abi olarak,baba yarısı olarak gözlerindeki mutluluğu onun kadar olmasa da hissedebilirim.Sevincim yüce yaratana sessiz yakarışımdır. Kardeşim
Hayri’yi sevdiklerine bağışla,çare bekleyen tüm kullarından şefkatini esirgeme. Şu gülen gözleri görmeyi nasip eyledin dualarımızı kabul et...Acil şifalar kardeşlerim.

DÜŞÜNDÜREN DÖNÜŞÜM 

Bu sistemin ittire ittire gitmediğini bu ülkede yaşayan insanların % 80’i bildiği halde şimdi vatandaşı düşündüren dönüşümün nasıl olacağıdır.Zaman kaybettik diyen bir akademisyene anında kendi şöhretlerini parlatmak isteyen geliştirmek isteyen profesörlerin verecekleri cevap da hazırdır.Hele ki yandaş basın diye tabir edilen kalemşörlerin cevapları da ışık hızıyla hazırdır. Ortada duran bir gerçek yorgun Türkiye’nin çığlığıdır ki görüp de görmeyenlerin duyup da duymayanların bilip de bilmeyenlerin düşünceleri arasında yukarıya doğru,çağdaş medeniyete doğru bir karınca boyu gidemeyen bu sistemin ortaya koyduğu bir gerçek vardır ki konunun da özü budur. Atanmışların seçilmişlerin önünde dizilmeleri, vaziyet almaları,kendi partisinin bakanına ulaşmakta zorlanan vekillerin suskunluğudur.

DÜNYA DEĞİL TÜRKİYE DÖNÜYOR 

Adalet kutup yıldızı gibi yerinde durur geri kalan her şeyde onun etrafında döner derler düşünürler.Doğru diyenler de vardır,yanlış diyenler de... İktidar partisinin hemen her kategorideki okumuşları, bürokratları,akademisyenleri, vekilleri ve bakanları 18 yıldan beri ülke gerçeklerini ve de yaptıkları yanlış uygulamaların ne olduklarını bildikleri halde bu ülkede yaşanan bütün kötülüklerin başı olarak muhalefet partilerini suçlayıp sorumlu tutarlar...Muhalefet partilerinin iktidarı eleştirmesi gayet normalken...Nasıl oluyor da iktidar partisi muhalefet partilerini yerden yere vurabiliyor...Diyelim ki muhalefet şöyle yaptı, böyle yaptı... İktidar partisi bağırdıkça bağırdı, eleştirdi. Sorunlar bitti mi veya bitiyor mu...? Üretime katkı sundunuz da muhalefet yapmayın mı
dedi? İşsizlik aldı başını giderken önlem aldınız da almayın mı dedi? Kapatılan fabrikaların yerine fabrika açtınız da açmayın mı dedi? Zam üstüne zamlarla vatandaşın karşısına çıktığınız da bir de ekonomi rayına girdi uçuyoruz dediğiniz de... Ne dedi muhalefet? Burada durun yönetemiyorsunuz!Yanlış mı dedi? Dünyanın dönmesi tabiatın kanunu... Vatandaşın ağır yükle sağa sola
dönmesi iktidarın sorumluluğu değil midir? Vatandaş ey zamlar,ey ekonomi, ey işsizlik diye bağırmıyor mu?