Her bayram diyaloğu klasik olarak, “Aaah ah, nerede o eski bayramlar” diye başlar.
İstenilen; geçmişe de duyulan özlemle, bayramın şeker tadında geçmesidir ancak, hayatın getirmiş olduğu gerçekler bunu yıllar geçtikçe daha da yaşanması mümkün olmayan bir tabloya doğru sürüklemektedir.
Özellikle de bizim mahalle için.
Bizim mahalleli geçmişe nasıl özlem duymasın da, bayramı şeker tadında geçirsin ki? Geçiremez.
Neden mi?
Anlatayım.
***
Bizim mahalleli bayramı şeker tadında geçiremez, çünkü; son on yılda işsiz kalan gazeteci sayısı 10 bin iken, gazetecilerin işsizlik oranı ise yüzde 30’u bulmuştur.
***
Bizim mahalleli bayramı şeker tadında geçiremez, çünkü; en ufak ekonomik sıkıntıyla birlikte ‘küçülme’ adıyla başlatılan operasyonlarla kapının önüne koyulmakla karşı karşıyadır.
***
Bizim mahalleli bayramı şeker tadında geçiremez, çünkü; hem kendisinin hem de meslektaşının iş güvenliği, patronlarının/müdürlerinin iki dudağı arasındadır. Ağızlarıyla tuttukları kuş dahi bu gerçeği değiştirmeye yetmez.
***
Bizim mahalleli bayramı şeker tadında geçiremez, çünkü; alın terine biçilen  değer açlık sınırının dahi altındadır. Sektördeki kayıt dışılık ise alıp başını gittiğinden yapılan işin de çok fazla ederi yoktur.
***
Bizim mahalleli bayramı şeker tadında geçiremez, çünkü; haberi ya da yorumu nedeniyle sürekli hedef tahtasındadır.
***
Bizim mahalleli bayramı şeker tadında geçiremez, çünkü; basın özgürlüğü alanında Türkiye 180 ülke içerisinde 157’nci sıradadır.
***
Bizim mahalleli bayramı şeker tadında geçiremez, çünkü; düşen tiraj ile kaybedilen reytinglerin faturası kendisine kesilir.
***
Bizim mahalleli bayramı şeker tadında geçiremez, çünkü; pek çok iş yerinde sosyal güvenceden eser yoktur.
***
Bizim mahalleli bayramı şeker tadında geçiremez, çünkü; hemen her iktidarın ‘senden, benden’ diye ayrımı da acı bir gerçek olarak önündedir.
***
Bizim mahalleli bayramı şeker tadında geçiremez, çünkü; gazetecilik etiği ortada durdukça, basın özgürlüğü ölçütleri içinde mesleğini yapmak isteyen gazetecilerin omuzlarındaki yük ve sorumluluk çok ama çok ağırdır.
***
Bizim mahalleli bayramı şeker tadında geçiremez, çünkü; bugün bir maden işçisi ve bir inşaat işçisi kadar toplumda en çok ezilenler arasında kendisi de vardır.
***
Bizim mahalleli bayramı şeker tadında geçiremez, çünkü; patron tasarrufu nedeniyle meslekle uzaktan yakından ilgisi olmayan yöneticilerle çalışmak zorundadır.
***
Demem o ki, en çok da bizim mahalleli içinde bulunduğu durumdan ötürü eski bayramlara özlem duymaktadır.
En çok da bizim mahalleli bayramın tadını alamayanların tarafındadır.
***
Ancak yine de her şeye rağmen, ek işi değil de tek işi gazetecilik olanların ve vicdanı ile cüzdanı arasında gidip gelmek adına zerre kadar tereddüde düşmeyenleredir aslında bayram.
Kutlu ve mutlu olsun.