Her bayram geldiğinde aklıma hep onlar gelir.

Bu vatan için canlarını seve seve veren şehitlerin evlatları..

En büyük, en değerli servetini kaybetmiş gibi gelirler hep bana..

Babaların evlatlarının arkalarındaki dağ, yaslanacakları koca bir kaya olduğunu düşündüğümdendir belki bu hissim..

Hep hüzünlendirir beni bayramlar..

Hani bayram günleri sabah erken kalkılır, en güzel elbiseler giyilir ve bayram namazı için yola çıkılır ya, işte o yolda elinden tutacağın kimsenin olmayışı gelir hep aklıma.. Kalbim sızlar, boğazım düğümlenir..

Eli öpülür ya en içten şekilde bayramlarda babaların..

Onların soğuk mezar taşını öptükleri gözümün önüne, “Bayramın Kutlu Olsun Babacığım” sözleri kulağıma gelir.

Ağlarım..

Zordur küçük bir bedenin acıların en büyüğünün içine düşmesi..

Bakın babası o küçükken şehit olmuş bir çocuk nasıl kaleme almış bu zorluğu: “Yine seni özledim.Yine aklım karıştı baba..Özlem aklı karıştırır mı? Bunu öğretmemiştin bana. Bugün benim doğum günüm. Şimdi sekiz yaşımdayım. Büyüdüm erkek oldum ama hala anlamıyorum sen neden yoksun baba. Karlı bir kış günüydü. Seni bir tabutun içine koymuşlardı. Hava çok soğuktu ama babaannem ağlarken ''oooyyy ciğerim yanıyor'' diyordu. İnsanın ciğeri nasıl yanar baba? Annem çok özlüyor seni biliyorum. Babanla gurur duyuyorum diyor. İnsan gurur duyunca ağlar mı? Özleme alışır mı baba? Peki gurur senin yerine kardeşimi koklar mı? Beni maça götürür mü acaba? Biliyor musun baba, benim ciğerim yanmıyor, elledim sıcak değildi fazla. Hem duman da çıkmıyor. Ama içimde bir yer var. Seni her düşündüğümde orası çok acıyor, sızlıyor, sanki kopacakmış gibi oluyor. Bu acı nasıl diner? Ellerin ellerimi nerde bekler? Koşabilmek için seninle yollar bizi nasıl özler? Vatanı hangi canavar böler? Onlara senden başka kim dur der? Gel de anlat bana. Anlat, öğret ki ben de şehit olayım baba..” Şehit çocuklarının içlerinde o bilmedikleri yangının her özel günde, her bayramda yeniden alevlendiğini düşünür, bu yüzden fazla sevinemem bayramlarda..

Yine bu bayramda da henüz 15 yaşındaki mangal yürekli Maçkalı şehit Eren Bülbül’ün o saf bakışları gelecek gözler önüne. Annesinin yürek yangını, o koca yüreği ve kara lastikleri yakacak içimizi. “Biri de çıkıp demiyor ki iyi ki varsın Eren” sözü çınlayacak herkesin kulaklarında..

Diyarbakır-Lice karayolunda, askeri aracın geçişi sırasında düzenlenen bombalı saldırıda tezkeresine 2 ay kala oğlu Jandarma Er Kadir Görgülü’yü şehit veren 57 yaşındaki Mediha Görgülü, geçtiğimiz yıl Kurban Bayramı öncesi şehit oğlunun kabrini ziyareti sırasında bakın ne diyor: “Ne diyeyim ki. Evladını kaybeden anne ne diyebilir. 2016 yılında kaybettim. Bu 4’üncü bayram onun hiç bir şey yerini doldurmuyor. Devamlı yüreğimde bir eksiklik var. Bayram bizim neyimize.”

Tüm bayramlarda olduğu gibi bu bayramda da sadece şehit yakınları ve en çok da çocukları ve annelerinin yüzü gülmeyecek.. Bu yüzden tüm şehit anne, babası, eşi, kardeşi, ağabeyi, amcası, dayısı ve özellikle tüm şehit çocuklarının Bayramı’nı yürekten kutlarım..

Çünkü bize bayram onlara büyük gam bugün..

Editör: Haber Merkezi