Bir düşünün; herhangi bir işletme var ve her geçen gün pazar ağını genişletmesine rağmen yıl sonu geldiğinde zarar ediyor.
ÇAYKUR gibi…
ÇAYKUR 2017 yılında 267.6 milyon TL zarar etmesinin ardından bu zararını bir yılda üçe katlayıp 2018’de tam tamına 657 milyon 86 bin TL zarara uğradı.
Hem de öyle böyle değil, tarihinin en büyük zararı!

***

Dünya Çay Komitesi’nin hazırladığı “Dünya Çay Raporu” sonuçlarına göre dünyada yılda kişi başı en çok çay tüketen ülkeler sıralamasında 3,5 kilogram ile Türkiye zirvede yer almasına rağmen, ÇAYKUR her ne hikmetse zarar açıkladı.

***
Ancak; bu zararı görmek isteyen görüyor da, görmek istemeyen ise Rize Ziraat Odası Başkanı Nevzat Paliç gibi kafasına kuma gömerek ÇAYKUR’a sahip çıkıyor.
657 Milyon 87 bin TL zarar, Paliç’e göre çok da sorun değilmiş.
Paliç diyor ki, “ÇAYKUR bölgede çok önemli bir görev üstlenmiştir. Devletimiz de ÇAYKUR’un üzerine bazı yükler yüklemiştir. Bu borcun çok sorun olduğunu düşünmüyorum.”
Pişkinliğin dik alasıdır bu açıklama.
Altın yumurtlayan tavuk öyle böyle zarar etmiyor ancak ziraatçının başkanı çıkıp milletle dalga geçercesine beyanat veriyor.
Sanki o borcu babasının cebinden ödeyecekmiş gibi.

***

Hani CHP’li Haluk Pekşen diyor ya, “Bu zarar falan değil. Bu ÇAYKUR’u satmak için kurulmuş bir tezgahtır” diye...
2014, 2015 ve 2016 yılında üst üste kar açıklayan ÇAYKUR’da son bir yılda 3 kez genel müdürün değişip, işletmenin de siyasete göbekten bağlandığını görüp, Paliç gibi isimlerin bu kel alaka açıklamalarını da okuyunca Pekşen’e hak vermemek elde değil.
ÇAYKUR’da bir tezgah dönüyor.
Paliç gibiler de o tezgaha destek çıkıyor.
Sonucunda da ÇAYKUR göz göre göre hiç ediliyor.