FİYATLAR BİR TIK YUKARIDA

Hani Cumhurbaşkanımız Recep Tayip Erdoğan zabıtaları göreve çağırmıştı ya.
Ben de dün, Cumhurbaşkanımızın çağrısını belki birileri duymuştur diyerek, markete gidip şu fiyatları bir bakayım dedim.
Oooo maşallahı var fiyatların!
Vallahi gördüğüm fotoğrafta fiyatlar yerli yerinde duruyordu.
Üstelik bir tık da yukarı çıkmışlar.
Demek ki çağrıyı ne duyan oldu ne de dinleyen.
Neyse biz yine de bekleyip görelim.

NE YAPACAK ZABITALAR?

Aklıma takılan bir konuda şu.
Zabıtalar ürünlere uygulanan zamlar karşısında ne yapacak?
Nasıl bir uygulama hayata geçirecekler ki biz vatandaşların hakkını hukukunu korumuş olsunlar.
Her gün bütün marketlerde, bütün bakkallarda indir bindir etiket mi inceleyecekler?
Bakıyorum daha dün markette domatesin etiketinde 7.95 TL yazıyordu.
Beş kuruş daha koysalar sekiz TL olacak.
Yine de acıdılar bizlere bizi düşündüler.
Marketler güya psikolojik baskı uygulamak istiyorlar, bak sekiz değil, yedi doksan beş kuruş.
Ne yazık ki memleketimizin hali bu.
Esnafımızın tümü olmasa da çoğu pusuya yatmış nöbet tutar gibi bekliyorlar.
Allah yar ve yardımcımız olsun.

ALLAH’A KALMIŞSA!

Büyükşehir Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu dün basının karşısındaydı.
Bugüne değin yaptığı icraatları anlattı.
Sonra sorulu cevaplı bölüme geçildi.
Basın mensupları sordu Gümrükçüoğlu cevapladı.
Sorulan bir soruda şuydu, “Önümüzdeki seçimde tekrar başkan adayı mısınız?”
Orhan başkandan cevap “Allah bilir” olarak geldi.

İş ve adaylık Allah’a kalmışsa sıkıntı büyük demek!
Belki de Gümrükçüoğlu önünü göremiyor veya neyle karşılaşacağını kestiremiyor. Öyle zannediyorum ki o nedenle adaylık konusunu genel başkana değil de Allah’a bırakıyor.
Vay be nereden nereye?

NEDEN GELELİM?

Şehrin derdi diyoruz olmuyor.
Vatandaş dert ediniyor diyoruz olmuyor.
Kokudan o alandan geçilmiyor diyoruz olmuyor.
Şehrin göbeğindeki sorun diye bas bas bağırıyoruz yine olmuyor.
Ne yapalım?
Ne diyelim?
Nasıl izah edelim?
Nasıl yazıp derdi öyle anlatalım?

Ondan sonrada basın toplantısına katılmanız istenir.
Soralım, neden katılalım?
Fikrimiz, zikrimiz dinlenip değer verilmedikten sonra basın toplantısına gelsek ne olur gelmezsek ne olur?
Öyle değil mi sevgili Ahmet kardeşim?

NEDEN ANLAŞILMAZ?

Nasıl anlatılacak?
Veya nasıl anlatılması gerekiyor?
Ben yine kitabın ortasından sizler için anlatayım.
Arkadaş, devam eden yatırımlar bitene kadar sürecek.
Arkadaş, ihaleye çıkmayan yatırımlar bekleyecek.
Ha parası, bütçesi yatırımlar için müsait olanlarda yürekleri yetiyorsa yatırım yapmaya devam edecekler.
Bunun başka lami cimi yok.
Bilmem anlatabildik mi?

CEVAP VERİLSE

Yapıldı da ne oldu?
Vızır vızır mı çalışıyor?
Para mı getiriyor?

İlçeye katkı mı sağlıyor?
Bir yetkili bunlara cevap verse mutlu olacağız.
Geçenlerde yolum Beşikdüzü’ne düştü.
Gidip şu meşhur anı şanı sürekli konuşulan teleferiği bir ziyaret edip göreyim dedim.
Ne göreyim?
Teleferiğin tellerinde kuşlar cirit atıyor.
Vardır ya, “Telgrafın tellerine kuşlar mı konar” türküsü.
Aynı onun gibi teleferiğin tellerine kuşlar konmuştu.
Vallahi de yazık olmuş o kadar paranın oraya gömülmesine.
Billahi de yazık olmuş.
Yaz gelecekmiş de, miş miş de…
Falan filan.
Ben yine de diyorum ki, “Teleferiğin tellerine kuşlar kondu” türküsünü söylemeye devam edelim.