11 ayın sultanı Ramazan’ın son günlerindeyiz..

Dün gece bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi’ni idrak ettik.

Allah tüm inananların ibadetlerini kabul etsin.

Ancak her geçen yıl Ramazan’ın amacından saptırıldığını üzülerek söylemeliyim.

Kurulan iftar sofraları, amaçsız kalabalıklar, zengin menüler, çılgın harcamalar ve israf had safhada.

Ramazan’ın amacı bu mu?

Bunu mu anlıyoruz 11 ayın sultanı kavramından?

Her yıl meydanlarda düzenlenen Ramazan ayı etkinlikleri “eğlence ve yeme-içme ayı” olarak zihinlere nakşediliyor.

Evlerde anne ve kadınlar tüm günlerini misafirlerini en güzel şekilde ağırlamak için harcıyor. Bu vakit israfı değil mi?

3 tabak, 3 çatal, 3 kaşık düzeni Anadolu insanının beynine de midesine de kazınıyor.

Belediyelerin, kurum ve kuruluşların, çeşitli dernek ve vakıfların verdikleri iftarlar milyon TL’lerin amaçsızca heba edilmesine neden oluyor.

Ama bu durum kimsecikleri rahatsız etmiyor ne yazık ki.

“75 TL’den başlayan fiyatlarla” diye sunulan lüks iftar menülerine kimse, “Yahu bu israftır” demiyor.

Hatta bu bir Ramazan kültürü diye görülüyor.

Allah için kulun fedakarlığı olan oruç ibadetinin güzelliği yüzlerce, binlerce kişinin katıldığı iftar programlarında hiç ediliyor.

Ve buna Diyanet de dahil kimse ‘Dur’ demiyor.

“Komşusu açken tok yatan bizden değildir” diye emreden bir dine inandığını söyleyen bizler, “o iftar sofralarında açlar değil eşler-dostlar doyuruluyor” diye haykıramıyoruz.

Haykırsak da o iftar sofralarının şaşasına o kadar kapılmış ki kalabalıklar, sesimiz duyulamaz olmuş.

Ancak ortada bir yanlış anlama olduğu kesin..

Din, İslam, Kuran, Allah ve Peygamber, Ramazan’ı asla ve asla bu şekilde emretmiyor.

Peki biz neye inandık, kime iman ettik?

Nedir bu halimiz, neyin peşindeyiz?

*** 

Bakınız, araştırmalara göre, Türkiye’de 123 milyon ekmek tüketilirken kişi başına tüketilen ekmek 333 gramı buluyor.

Buna göre her yıl 121 kilogram ekmek tüketmiş oluyoruz.

Ancak israf ettiğimiz ekmekler bizi her yıl 600 milyon lira daha fakirleştiriyor.

Böylelikle ekmek israfı günde 1.223 tona, yılda 447 bin tona varıyor.

Bu da günde 4,9 milyon adet, yılda 1,79 milyar adet ekmek demek…

Ekmek tüketimi ve israfı konusunda Guinnes Rekorlar kitabına girmişiz.

***

TMO verilerine göre ise yılda 805 milyon insanın (Dünya nüfusunun % 11,3'ü, gelişmekte olan ülke nüfuslarının %13,5'i) yetersiz beslendiği, yaklaşık 10 milyon insanın ise açlık ve yetersiz beslenmeden hayatını kaybettiği dünyamızda, yıllık 1,3 milyar ton gıdanın israf edildiği tahmin edilmektedir.

Bu, dünyadaki gıda kaybı ve israfının dörtte birinin önlenmesiyle bile yetersiz beslenen 805 milyon insanın gıda ihtiyacı karşılanabilmesi demektir.

İsrafın ekonomik değeri ise 1 trilyon ABD dolarına karşılık gelmektedir.

***

Dün gece idrak ettiğimiz Kadir Gecesi’nde indirilen ancak sadece kutlu gecelerde elimize aldığımız rehber kitap Kuran’ı Kerim ne diyor bu konuda?

“Yiyiniz içiniz; fakat israf etmeyiniz! Çünkü Allah israf edenleri sevmez.” (Araf Suresi 31)

“Akrabaya hakkını ver, yoksula ve yolda kalmışa da. İsraf ederek saçıp savurma, çünkü saçıp savuranlar şeytanın kardeşleri olmuşlardır. Şeytan ise Rabbine karşı nankördür.” (İsra Suresi, 26-27)

Araf Suresi’nde belirtildiği üzere Allah’ın sevmediği bir iş yapıldığı aşikar!...

Yine İsra Suresi’nde ise bu sofraları döşetenlerin Rabb’ine karşı nankör ve şeytanın kardeşi olduklarının altı çizilerek belirtilmiş...

Ben değil yüce kitap Kuran’ı Kerim mealen diyor ki: Sizlerin de belki mecburiyetten katıldığınız kurum ve kuruluşların ‘Birliktelik’ adına düzenledikleri iftar programları israftan, gösterişten, günahtan, ayıptan başka bir şey değildir.

***

Ramazan’da kurulan israf sofralarının bir de kazanç (rant) ayağı var.

Herkes güzel bir şey yapıldığını düşünürken dini vecibe üzerinden birileri ciddi anlamda maddi gelir elde ediyor.

Belki de ihya oluyor.  

Bu konuda da ‘Trabzon’un Fahri Ombudsmanı’ dediğim Teoman Yılmaz Bey’in paylaştığı bir yazı dikkatimi çekti.

Şöyle diyor kendileri:

“Yenimahalle Fuar Alanı’nda geçtiğimiz günlerde bir iftar verildi. Medyada 12 bin rakamını görünce ‘bu alan bu kadar kişi almaz’ dedim.

Mühendislik yönümüz ile çarpma bölme yapmak istedim. Önce resimleri dikkatle izledim. Sonra bir masada sandalye sayılarını dikkatle saydım. Videoları izledim. Drone çekimleri izledim. İl başkan yardımcısının sayfasını izledim. Serkan Kağıt beyin sayfasını izledim. Vardığım sonucu sizlere belgeleri ile sunuyorum. Yanlış isem yazın bana..

Burada asla 12 bin kişi yok. Peki neden medyaya 12 bin kişi servisi yapıldı. İl başkan yardımcısı neden sayfasına 20 bin kişi yazdı..

Kafam karıştı. Bu yemeği kim verdi? Valilik verdi ise valiliğe kesilen faturada; 1-kaç kişilik kesildi? 2-Bir yemek kaç TL yazıldı? Bu yemekleri veren firma kim? İl başkan yardımcısının firması bu yemekleri veren firma mıdır? Kim veriyor bu yemekleri?”

***

Sahi kim veriyor bu yemekleri?

Herkes, “Ekonomik kriz kapıda. Harcamaları kısmak zorundayız” derken nereden bulunuyor bu israf sofralarının kaynakları?

Kim kazanıyor, kim kaybediyor?

Sosyal devlet anlayışı kapsamında yapıldığı belirtilen bu tip organizasyonların suiistimal edilmesi kurumlara ve siyasete olmayan güvenini daha da zayıflatıyor.

Editör: Haber Merkezi