Evet, nerede kalmıştık?

Zira işin bam teli de burası.

Bir yere gitmedik ki bir yerlerde kalalım!
Sadece ve sadece kısa bir süre ara verdik.

Klasik bir ifade olacak ama ‘kaldığımız yerden aynı duygu ve aynı heyecanla’ devam edeceğiz.

Bugün yeni ekibimizle (aslında yeni değil) huzurlarınıza çıkıp sizlerle buluştuk.

Sizlere karşı olan sorumluluğumuzu bilerek, sizlere işimizin en iyisini sunmaya  çalışacağız.

Bunu da başaracağımıza inancımız tamdır.

Ekip arkadaşlarımızla birlikte bunu yapacağız.

Çünkü bizler birlikte Sonnokta çalışanı olacağız.

Haberlerimizi önyargı gözetmeksizin, objektif şekilde yapıp öyle yayına vereceğiz.

Ekip arkadaşlarımızın her biri birer değerdir.

İçlerinden gözü kapalı kimi alırsanız alın, her biri ulusal gazetelerde çalışacak bilgi birikime ve deneyime sahiptir.

Başta biz ve ekip arkadaşlarımıza bu imkanı sağlayan Bahadır Gazetecilik Matbacılık LTD. ŞTİ Yönetim Kurulu Başkanı Selahattin Bahadır’a teşekkür ediyoruz.

Ayrıca, Bahadır Gazetecilik adına bizleri kucaklayan, bizlere desteğiyle moral verip, motive eden Tüzel Temsilcimiz Hasan Bahadır’a da teşekkür ediyoruz.

Yep yeni bir anlayışla, yep yeni bir ekiple geliyoruz.

Sizden istirhamımız bizi yalnız bırakmamanız.

Sizden alacak olduğumuz güçle inanın Trabzon basınında çok güzel işlere imza atacağız.

Ben yol arkadaşlarıma inanıp güveniyorum.
Sizlerden de bizlere inanıp güvenmenizi bekliyoruz.

KAHPE İÇERDEYDİ!

Bir teşekkür de tabi ki bizleri Karadeniz Gazetesi gibi marka gazetede yetkilendirip görevlendiren Onursal Başkan Mehmet Ali Yılmaz’a.

Yıllarca kendisiyle birlikte çalıştık.

Müthiş desteğini gördük.

Tabi ki sayın Yılmaz’ın bizlere verdiği destekle, elimizden geldiği ve gücümüz yettiğince aldığımız bayrağı taşıyıp daha yukarılara çıkarmaya çalıştık.

İyi de taşıdığımıza inanıyorum.

İtirazı olan varsa gazetenin arşivleri orada!

Orada da güzel işlere imza attık ekip arkadaşlarımızla.

Aile ortamını tesis edip, sevgi ve saygı çerçevesinde hep birlikte çalıştık.

Arabamız da iyi gidiyordu.

Ne hazindir ki, böyle çalışma ortamını bozmak, arabamızın tekerine çomak sokmak için dış mihraklar bir türlü peşimizi bırakmadılar.

Hemen belirteyim sadece dış mihraklar mı tekere çomak soktu?

Elbette değil!
İçerden de dış mihraklarla iş birliği yapan birkaç kahpe tarafından arkamızdan hançerlenip, dış mihraklara satıldık.

Dede Korkut ne demişti,
‘Kahpe içerde olunca kapı kilit tutmaz oğul.’

Yapacak bir şey yoktu!
Çünkü kahpe içerdeydi.
Bu nedenle de kapı bir türlü kilit tutmadı.

Onların üzerinde hakkımız varsa ki, var olduğunu biliyorum onlara hakkımı asla helal etmiyorum.

Neyse konuyu fazla dallandırıp budaklandırmak istemiyorum.

Teşekkür ve şükranlarımız elbette Onursal Başkanımız Mehmet Ali Yılmaz’adır.

Hiçbir zaman bizlerle arasında patron-çalışan ilişkisi olmamıştır.

Hiç birimizi de evlatlarından ayırt etmemiştir.

YA BENİ YA MÜPTEZELİ?

İstanbul öylesine kolay fethedilmemiştir.

Veya akşam yattık, sabah kalktık İstanbul’u fetih ettik olmamıştır.

İstanbul’un fethinin altında inanmışlık vardır.

İstanbul’un fethinin altında ortaya konulan bir irade vardır.

İstanbul’un fethinin altında ilahi bir güç vardır.

Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fetih ederken, çok anlam taşıyan şu ifadeyi kullanmıştı, “Ya ben İstanbul’u alacağım ya İstanbul beni.”

Demem o ki;

Bizim öyle fetih ile metih ile işimiz yok.

Bizim mi neyle işimiz var, tabi ki arabamızın altına çomak sokan müptezelle.

O nedenle diyorum ki;

Ya Trabzon beni kusacak ya da bukalemun müptezeli.

Bundan sonra ömrüm elverdiği sürece yaşantımdan müptezel hiç eksik olmayacak.

BİR GERİYE BAKIN?

Duydum ama pek itibar etmek de istemedim.

Yine de yazayım dedim!

Anlatılanlara bakılırsa, bakan yardımcılığı, genel müdürlük beklentisi içerisinde olanlar ilgili makam ve yerlere karşı tavır içerisine girmişler.

Gönül koyuyormuşlar!

Dedim ya ben inanmak istemedim.

Eğer durum bu boyuttaysa vah ki ne vah!

Yahu arkadaş geldiğiniz, gittiğiniz ve bir de olduğunuz yere bir baksanıza.

O insanlar daha ne kadar taşıyacak sizleri?

Hayalinizde göremeyeceğiniz o makamlara, o mevkilere onların sayesinde geldiniz.

Yapmayın, etmeyin.

Ayıp ediyorsunuz haberiniz ola.

GÜN DESTEK OLMA GÜNÜ

Cumhurbaşkanımız Erdoğan dolarla ilgili her gün çağrı yapıyor.

Yapmaya da devam ediyor.

Vatandaşlara, “Yastık altındaki dövizinizi altınınızı bozdurun” diye sesleniyor.

Hemen hemen her gün Meydan civarında ki döviz büroların önünden geçiyorum…

Döviz bozduranlara bakıyorum…

Döviz bozdurma kuyruğunda sadece Arap turistleri görüyorum.

Ne o, bir yerde yanlışlık mı yapılıyor?

Yoksa yapılan duyuruyu sadece Arap turistler mi duyuyor?

Evet, yastık altında dövizi ve altını olanlara sesleniyoruz...

Gün destek günü.

Gün birlik günü.

Gün devletin yanında olma günü.

Bugün bunları yapmazsanız, ne zaman yapacaksınız?

Gün ülkene ve vatanına sahip çıkma günü.