Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki illerde ve şehrimizdeki yaylalarda kaçak yapıların yıkımına devam ediliyor.

Her ne kadar vatandaşlar dirense de ekipler verilen talimatlar doğrultusunda işlerini yapmaya gayret ediyorlar.

Şu konuda bir kere anlaşmamız lazım.

Daha birkaç yıl öncesine kadar taraflı tarafsız olarak herkes yaylalardaki imar rezaletine itiraz ediyordu.

Vatandaş bazından tutunda siyasi ve STK başkanlarına kadar herkes buradaki yapıların yıkılması gerektiğini söylüyordu.

Ancak iş ciddi olup yıkımlar başlayınca her ne hikmetse feryat figanlar başladı.

Çağrım şudur ki gelin hep birlikte sağduyulu olalım. Ekiplere zorluk çıkarmayalım.

Kaçak yapılardan dolayı beton yığınına dönen güzelim yaylalarımızı tekrar eski haline dönüştürelim.

Evleri yıkılan vatandaşlarımız şu konuda haklı olabilirler; ‘Neden 1 Ocak 2017 tarihinden önce yapılanlar yıkılmıyor’ diyerek bir serzenişte bulunuyorlar.

Burada da şunu ifade etmek isterim ki ilerleyen zamanlarda 2017’den önce yapılan yüksek katlara da sıra gelebilir.

Şimdilik son 1 Ocak 2017 yılından itibaren alelacele yapılan kaçak yapılardan başlandı.

Devletimizin yaylalarımızdaki yüksek katlara göz yumacağını hiç sanmıyorum.

Bir de en çok yaylalardaki kaçak yapılarla ilgili yapılan eleştirilerden bir tanesi de ‘Bugüne  kadar neredeydi kurumlar. Kimler nasıl ve niçin izin verdi bu yapılara’ diye.

Bu konuyla ilgili birkaç yetkilimize sordum; ‘Bu kaçak yapılar nasıl yapıldı, kimsenin haberi yok muydu’ diye. Aldığım cevapta ise ‘Vatandaş, kimsenin haberi olmadan kamyonuna çakıl çimento doldurarak koşmuş yaylaya ev yapmaya. Bunları takip edebilmek mümkün değil’ diyorlar.

Yani gerçekçi olmak gerekirse yangından mal kaçırır gibi yaylalarda ev yapıldı.

Burada akıllara hemen şu soru geliyor tabii. Bu çakıllar nereden alındı. Hadi ahşap evler için tahtayı, keresteyi her yerde bulabilirsiniz ama işin içine çakıl girince durum değişiyor.

Yoksa çakıl da mı kaçak diye insanın aklına gelmiyor da değil.

AYDER’DE İLK ADIM ATILIYOR
Bu arada Ayder Yaylası ile ilgili başlatılan çalışma da sevindirici bir gelişme.

Son yıllarda Ayder’deki imar rezaletine de ‘Dur’ demek için çalışmalar hızlandırılıyor.

Hatırlanacağı üzere Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, imar kirliliğine dikkat çekerek ‘Şu anki Ayder bizim temsilimiz olamaz’ demişti. 

Bu manada TOKİ Ayder’i yenilemek ve korumak için kamu, özel sektör, meslek odaları, üniversite, sivil toplum kuruluşları ve yöre insanlarının katılımı ile 14-15 Ekim’de 'Arama Konferansı' yapmayı planlıyor.

Ayder tam manasıyla masaya yatırılacak. Oradaki imar rezaletini bitirmek için de böylece ilk adımın atılması bölge adına sevindirici bir gelişme.

SIRA UZUNGÖL’DE
Yine Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, Uzungöl’de de Kentsel Dönüşüm Projesi’nin yapılması gerektiğine dikkat çekmişti. Uzungöl’de de inşallah en kısa sürede yetkili kurumlar harekete geçer de orayı da kurtarmak adına ilk girişimler başlatılmış olur.

Bilindiği üzere turizm bahanesiyle orada da imar kirliliği tavan yaptı.

Plansız ve bazı kaçak yapılaşmalardan dolayı yapılaşma yüzünden muhteşem doğa harikasının doğal güzelliği bozuldu.

Uzungöl’de de inşallah en kısa sürede Kentsel Dönüşüm Projesine tabi tutulur da tekrar eski güzelliğine kavuşur. Ülkemizin ve şehrimizin menfaatleri için dileğimiz bu yönde.