Trabzonspor için son haftalar kabus gibi geçmekteydi. 

Ligde son 5 maçında 4 yenilgi ve 1 beraberlik elde eden Bordo-Mavili ekipte artık puan kaybına asla tahammül yoktu. 

Kötü günler geçiren Trabzonspor'un bu haftaki rakibi ise Hatayspor'du. 

Bordo-Mavili ekip için bu maçtan alınacak bir galibiyet bir nebze olsun moral olacaktı. Ancak yaşanacak bir puan kaybında ise Bordo-Mavili takımda işlerin iyice daha kötü bir duruma gelmesine neden olacaktı. 

Trabzonspor bu baskı altında maça çıkarken neyse ki korkulan olmadı ve Bordo-Mavili ekip sahadan 2-0'lık net bir skorla galip ayrılmasını bildi. 

Bu galibiyet çok önemliydi.  

Hem yönetim, hem teknik heyet, hem futbolcular hem de taraftarlar rahatladı. 

Kötü gidişe Hatay maçıyla son veren Trabzonspor'un artık bir galibiyet serisi yakalaması beklentisi içerisindeyiz. 

Üst üste alınacak galibiyetler bir anda takımdaki dumanlı havanın yerini güneşli bir havaya bırakmasını sağlayacaktır. Aynı zamanda seri galibiyetler taraftarlarla da aradaki buzların eritilmesi için de çok önemli olacaktır. 

Dileriz Hatayspor maçıyla iyi sinyaller veren Trabzonspor bu iyi gidişatını sürdürür ve ligde hak ettiği yerde ligi bitirir…

DAHA TEMPOLU OYNAMALI

Trabzonspor Hatayspor karşısında kazanırken futbol olarak hala daha beklentilerin altında kaldığını söyleyebiliriz. 

Tabiki son haftalara göre daha iyi bir Trabzonspor izlediğimiz ortada. 

Ancak ligde son 5 maçında 4 yenilgi ve 1 beraberlik alan bir takımın hele de bu Trabzonspor ise futbolu böyle mi olurdu. 

Çok daha hırslı rakibi sahaya dar eden bir takım karşımızda görmek isterdik. 

Ama Bordo-Mavili futbolcular o kadar rahatlar ki ligde sanki son 4 maçı onlar kaybetmemiş. O bildiğimiz Trabzonspor olsa o Hatayspor'a adeta top göstermez maçı daha ilk dakikalardan koparırdı. 

Trabzonspor yine o taraftarını sahaya çekmek istiyorsa bu futbolunu geliştirmeli, dikine oynayarak hızlı bir pas akışında olmalı. Daha tempolu oynamalı.

Bu futbol anlayışı skora da yansıyacaktır. 

Aksi takdirde bu durağın temposuz futbolla beraber 'dost acı söyler' misali istikrarsız sonuçların gelmesi de yine kaçınılmaz olacaktır.

MEUNİER TAM İSABET

Trabzonspor'un ara transfer döneminde renklerine tek kattığı isim Thomas Meunier oldu. 

Yıldız oyuncu kupada Gençlerbirliği ve ligde Hatayspor maçlarında forma giyerken sergilediği performansla ne kadar faydalı bir transfer olduğunu gösterdi. 

İki maçın sonucuna da yaptığı asistlerle doğrudan etki eden Thomas Meunier Bordo-Mavili takıma büyük güç kazandırdı. 

İşte Trabzonspor'da böyle transferler görmek istiyoruz. 

Böyle yetenekli oyuncuların sayısı takımda ne kadar çok olursa kalite de o kadar artacaktır. Futbol geçmişi alkışlanacak düzeyde olan Meunier bizlere çok iyi gösterdi ki bundan sonraki periyotta takıma büyük katkı sağlayacak. 

Meunier’i kutluyor başarılı performansını ligde geride kalan haftalarada da yansıtmasını temenni ediyoruz.

TRANSFERDE DOĞRU OLAN YAPILDI

Trabzonspor ara transfer dönemini sadece Thomas Meunier'i renklerine katarak geçirdi. Haliyle de eleştiriler kaçınılmaz oldu. 

Bu takımın bu kadar eksikleri varken sadece bir takviye yapılmasının kabul edilebilir olmadığı vurgulandı. Ancak unutulan bir şey vardıki devre arasında transfer yapmanın ne kadar zor olduğu. Devre arasında daha çok takımlarında beklentileri karşılamayan oyuncular satış listesine konur. Sizin istediğiniz kriterlerde sürekli oynayan bir oyuncuyu transfer etmekte maddi olarak hiç kolay değildir.  

Değeri belli bir seviyede olan oyuncunun transfer ücreti biranda 2-3 katına çıkabilir. Trabzonspor'da devre arasında bu zorluklarla karşı karşıya geldi. 

Beklentileri karşılayamayan transferlerden ötürü ağzı çok yanan Trabzonspor yoğurdu adeta üfleyerek yemekte. Performansı tartışılır ve değerinin çok üstünde bir fiyat biçilmiş oyuncuların alınacağına hiç transfer yapılmaması çok doğru bir karar olmuştur. Trabzonspor'da zaten tamamlayıcı oyuncu çok fazla sayıda var. 

Bordo-Mavili ekipte direkt takıma katkı sağlayacak oyunculara ihtiyaç var. 

Bu tarz oyuncularda sezon sonunda daha uygun maliyetlerde kadroya dahil edilebilir. Trabzonspor yönetimi devre arasındaki tutumundan dolayı tebrik etmek lazım. Trabzonspor'un artık boşa harcayacak tek kuruşu yoktur. 

Doğru transfer politikalarıyla birlikte güçlü bir Trabzonspor inşa edilmelidir.

ENİS FUTBOLUNU GELİŞTİRMELİ

Hep Enis Destan'ın daha çok forma şansı bulmasını bekliyorduk. 

O da bu şansı fazlasıyla buldu. Onuachu'nun milli takıma gitmesiyle birlikte Enis ilk 11'in değişmez oyuncusu oldu. Peki, bu genç oyuncu bu forma şansını iyi değerlendirebildi mi derseniz doğrusunu söylemek gerekirse pekte iyi değerlendirdiğini söyleyemeyiz. Eğer Trabzonspor'un santraforuysanız daha çok sorumluluk almak bireysel yeteneklerinizi daha çok ön plana çıkarmalısınız

Aksi taktirde devam ederseniz Trabzonspor maceranızda hiç uzun süreli olmaz. 

Enis genç ve gelecek vadeden bir oyuncu. 

Ancak şuan ki performansı yeterli değil. 

Futbolunu geliştirmeli.Çok daha üzerine koymalı. 

Umarız gerekli dersini alır ve bundan sonraki haftalarda çok daha iyi bir Enis karşımızda görebiliriz.

BÖYLE GİTMEZ

Hakem hataları iyice tavan yaptı. 

Bu kadar da olmaz denilecek hakem hataları ile karşı karşıya kalmaktayız. 

Başta Fenerbahçe ve Galatasaray olmak üzere Beşiktaş adeta hakemler tarafından koruma altına alınmış. Hakemler bu üç takımı kazandırmak için adeta el birliği yapmışlar. Özellikle bu haftaki Fenerbahçe-Alanyaspor maçındaki yaşanan hakem hatalarının hiç kabul edilecek bir tarafı yok. Karşılaşmanın hakemi adeta Fenerbahçe'yi kazandırmak için maça çıkmış. 

Sarı-Lacivertli ekibe öyle bir penaltı verildi ki uzaktan yakından alakası yok. Fenerbahçe'nin maçı 9 kişi tamamlaması gerekirken karşılaşmanın hakemi hiç oralı olmamış. Şimdi nasıl ligde adil bir yarış nasıl olacak? 

Karşı takımlara yazık değil mi? 

Federasyon bu hakem komedisini sadece izlemekle yetiniyor. 

Hakkı yenen takımlar seslerini çıkardıklarında ise ağır para cezasıyla karşı karşıya kalıyorlar. Hakem hatalarının ardından bir darbe daha yemiş oluyorlar. 

Kısacası böyle gitmez. 

Her takıma eşit yaklaşılmalı. 

Aksi taktirde Türk futbolunu hiç iyi günlerin beklemediği ortadadır.