Trabzonspor, deplasmanda 1-0 kaybettiği   Konyaspor ile sahasında 1-0 berabere kalarak Türkiye Kupası’na veda ederken lig için de çok açık ve net mesajlar verdi.

Bunlardan bence en başta geleni, takımda bir balans sorunu var.

Yani ,eksik parçalar yüzünden akordu bozuk.

Böyle bir takım için de   tür maçlar oynamak zordur, hem de çok.

Öncelikle gol yemeyeceğin,bir yersen 3 atmak zorunda kalacağın maçları

 ***

Peki sende  takımını  buna göre  oynatacak, oyunun gidişatına göre tempoyu ayarlayacak, sırasında topa basıp sende kalmasını sağlayacak, gerektiğinde  oyunu hızlandıracak bir orta saha kurgusu var mı?

Yok..

Peki, defansında  ilk maçtaki 1-0’lık skorun avantajıyla rövanşta kontratak oynayacak rakibin çabuk ataklarını etkisiz kılacak elemanlar var mı?

O da yok..

O zaman böyle bir takım kurgusunda senin 1-0 geriye düştün bir kupa maçını 3-1 kazanıp tur geçmek gibi bir şansın yok.

Eğer bu maç bir lig maçı olsaydı, Trabzonspor rakipten bir fazla gol atıp maçı kazabilirdi.

Lakin işin içine strateji girdi mi, orada işler sarpa sarıyor.

***

Okay-Kuçka ikilisi ne için oynuyor?

Daha çok “Top kapsın, mücadele etsin” diye

Yusuf Yazıcı?

“Orta saha forvet bağlantısını yapsın,araya top bıraksın,kendisi de gol atsın..”

Bunu kimle yapacak?

Okay’la yapamaz.

Kuçka’yla yapamaz.

Bir Olcay var, o da zaten bu haliyle oynamaz.

Geriye bir tek Abdülkadir kalıyor. Nitekim  O’nunla al-ver yaptığı sürece etkili oluyor.

Yoksa, O’da kayıp.

Bu  Onazi’nin kıymeti oynamadığı zaman daha iyi anlaşılıyor.

Çünkü başta Okay olmak üzere orta sahadaki dağınık oyuncuların arkasını  topluyor. Ayrıca şöyle ya da böyle topun sende daha çok  kalmasını sağlıyor.

O  olmadığında Okay-Kucka gibi teknik yönü  zayıf  iki oyuncuya emanet ettiğin orta sahanın göbeği sürekli top kaybediyor.

Çoğu kez de atağa geçecekken.

O zaman ne oyuyor.

Zaten en zayıf halkan olan savunmanın göbeği  yol geçen  hanına dönüyor.

***

Savunmanın göbeği  demişken  ben bu Uğur Demirok’u anlamakta zorluk çekiyorum.

Trabzonspor gibi bir takımda neredeyse banko oynayan bir oyuncu, hep aynı hataları, her maçta nasıl istikrarlı bir şekilde  tekrarlar  hayret.

Bunları yaptığı halde nasıl oynatılır, o daha büyük hayret.

Sürekli pozisyon  alma  ve hamle zamanı  hatası yaparak savunmada yok..

Ama kaptığı  topları rakibe atıp atakları başlamadan bitirmede ve rakibi kontraya kaldırmakta ise üstüne yok!

Bu arkadaşla bir de sözleşmesini uzatmak için görüşmeler başlamış..

Ne diyelim,hayırlı olsun..

Şimdi birileri diyebilir ki  “Oyuncu mu var kimi oynatalım?”

Valla yedekte bıraktığın santraforu, ya da görev  vermediğin  bir ön liberoyu  stoper diye sahaya sürsen eminim  bundan kötüsü olmaz.

***

Bu arada Castillo ne zaman istenilen seviyeye gelecek de 4 milyon dolar bonservis ücretinin hakkını verecek”

O kadar zamandır bekliyoruz, ilerleyecek yerde daha da geriye gidiyor.

Hiçbir şey yapmasa da ,o yaşta, o fizikteki bir insan,, böylesine bir zeminde, misket gibi topla ve patik gibi ayakkabıyla  çizgiye inip iki top kesemez mi ya..

Çamur deryasında neredeyse soluk giderek bunu defalarca yapanları bilmesek kanacağız yani!

Sol bekte ilk kez oynayan Kamil Ahmet ‘in bile birkaç yaptı da bunu,,o solaçıkta bu işlere hiç karışmıyor!

Anladık, O’da  mutsuz olabilir..

O zaman doğru dürüst oynayıp  takımda  banko yer alarak mutlu olsun.

Ne yani, kendisi mutsuz diye bizi de mutsuz etmek zorunda mı?

Kamil Ahmet demişken ,bu genç   sürekli şans bulsa eminim  savunma ve orta sahadaki çoğundan daha yararlı olur.

***

Gelelim Sosa’ya..

Tamam sezon başı çalışmasına katılmadı.

Katılmadı da, kaç aydır takımla çalışıyor.

Yani şu yaşta halı sahada birkaç kez oynayınca insan formunu buluyor da, o yaşta ve o yetenekte bir futbolcu 3-4 aydır akıntıya kürek mi çekiyor?

Madem antrenmanlarda kendisini bulamıyor, o halde her maçta bir devre,yarım saat sürün sahaya da oynayarak bulsun kendisini.

Hiç umudunuz yok ne diye daha iki gön önce yatırdığınız 3. 4 milyon Euro’yu bonservisini almak için?

Kulübede otursun diye mi?

***

Valla onu bunu bilmem.

Eğer pazar  lig maçında da mağlup olursak Konyaspor’a bu takımın antrenmanlarda kullandığı kum torbasına döneceğiz.

O’da göre oynayın, doğru dürüst bir 11’le çıkıp sahaya moralimizi hepten bozmayın.

***

Son olarak şunu diyelim, mevzuyu bağlayalım;

Eğer 18 yaşında bacak kadar çocuk senin takımının en başarılı oyuncusu oluyorsa, bunun vebali hiç kimseyi dinlemeyen kadro mühendislerinindir!