Bu yazıyı kaleme alırken içimde ne fırtınalar koptuğunu, ne sinir harbi ile savaştığımı bilemezsiniz. Kendi kendimi yiyorum, isyan ediyorum. Titreyen ellerimle klavyenin tuşlarına her bastığımda ve o çirkin olayı her gözümün önüne getirdiğimde sımsıkı sıktığım dişlerimle içimi bir öfke kaplıyor. Patlayasım geliyor! Kendimi cümleler içerisinde kaybediyorum. Neydi beni bu duruma getiren olay. Neydi bam telime basılmasına vesile olan durum.

Durum aslında içler acısı. Benim açımdan değil. Trabzon Gazetecileri Cemiyeti yönetimi açısından rezil, bir o kadar da utanılacak bir durum. Peşinen şunu söyleyeyim, beni tanıyanlar bilir hiçbir gizli hesap, kitap içerisinde olmadığımı. Trabzon Gazeteciler Cemiyeti seçiminde mevcut yönetime oy verdim. Bir oyun çok önemli olduğu bir seçimde kayıtsız şartsız bu yönetimi destekledim. Ellerim kırılsaydı da o oyu size vermeseydim.  Kendi kendime beddua eder duruma beni getirdiniz ya yazıklar olsun size…

Neyse konumuza bir dönelim de mevcut yönetimin rezilliğini ve acizliğini gözler önüne serelim. Trabzon Gazeteciler Cemiyeti, yıllardır ‘Orhan Kaynar’ adı altında Futbol Turnuvasını gazeteciler arasında düzenler. Sonnokta Gazetesi olarak ilk maçımızı Ortahisar Belediyesi ile oynuyoruz. Kazanırsın, kaybedersin gülersin, eğlenirsin. Maksat stres atıp gönüllerin hoş olması değil midir böyle turnuvalarda? Ama ne var ki fason listeler havalarda uçuşur, adını ve sanını dahi bilmediğimiz yüzleri sahada karşımızda görürüz.

Düşünün, her şey iyi giderken gazetecilikle alakası olmayan sonradan öğrendiğimiz koruma memurunun fiili saldırısına maruz kalıyor benim dava arkadaşım, bu yolda birlikte yürümekten mutluluk duyduğum ter akıttığım Yunus Mermertaş. Buranın altını kalın harflerle çiziyorum koruma memurunun saldırısına. Gazetecilikle uzaktan yakından alakası olmayan bu kişinin çok merak ediyorum sahada ne işi vardı, kimin korumalığını yapıyordu? Bu cesareti kendinde nasıl buluyordu. 

Ne güzel Trabzon ya! Dünyanın hiçbir yerinde bunun örneği yoktur. Gazeteciler Cemiyeti’nin turnuvasında korumanın gazeteciye kafa attığı. Aslında o kafa Yunus’a değil cemiyet yönetimine atıldığı da kimin umurunda. Çünkü en acısı nedir biliyor musunuz, benim üye olduğum SÖZDE cemiyet yönetimi bu rezil duruma alkış tutarcasına bakar kör kalması.

Hak hukuku savunan, dirayetli, dik duran bir yönetim boşluğu içerisinde savrulan Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’nde hala o koltukların bu zihniyetler tarafından işgal ediliyor olması ne kahredici bir durum değil mi? Herkese mavi boncuk dağıtıp onların güdümü altına girmekle bu işler olmuyor. Benim arkadaşım orada saldırıya uğruyorsa sen onun hakkını hukukunu savunacaksın arkadaş. Ama sizde nerede o cesaret. Bu olaydan sonra sonnokta’yı hükmen yenik saysanız ne olur? Siz zaten uzatmaları oynuyorsunuz. Aha buradan yazıyorum. Varlığı yokluğu belli olmayan, kendinden olanı koruyamayan Gazeteciler Cemiyeti bu son vukuatıyla benim için yok hükmündedir. Bu kafayla zaten hiçbiriniz bir yere gidemezsiniz.