Her bölgenin kendisi için özel farklılıkları vardır ama Trabzon farklı renklerin muhteşem bir ahengidir. Farklı renk derken, siyasi, etmik ya da sosyal anlamda söylemiyorum elbet. Hayata bakış açıları ayrı olan insanların, yaşam felsefeleri ve mücadele azimleri ile bitmeyen heyecanlarının birlikteliğini kastediyorum. Yarım asırdır beklenen Trabzonspor şampiyonluğunun bu yıl da kapımızdan geri dönmesine bile isyan etmeyip ancak, bu sonuca süreç içerisinde etki eden gelişmeleri de bir kenara not eden insanlardan bahsediyorum. Eleştirirken bile incitmemeye çalışan, umutlarını başkalarının umutsuzlukları üzerina inşa etmeyen bu şehrin insanlarını ülkemizin her tarafında varlıklarıyla hemen farketebilirsiniz. Çalışkan, sıcak kanlı, sevecen ve vatansever insanlardır bu şehrin insanları. Türkiye’nin neresine giderseniz gidiniz Trabzon ve Trabzonlu denilince bir güven duygusu ile karşılaşırsınız. Bu duyguyu hep birlikte yaşatmaya fayret etmeliyiz.

Geçenlerde bir vesile bulunduğum Denizli’de bir ortamda sohbet ederken söz geldi Denizli’nin bu yıl Trabzonspor’a verdiği zarara! Oradaki arkadaşlarımızın hemen hepsi; şampiyonluğun Trabzonspor’un hakkı olduğunu söylediler. Hatta o sıralar, Ermeniler Azarbaycan’ın Tovuz bölgesine saldırmışlardı. İçlerinden birisi, Ermenilerin üzerine bu kızgın halleriyle sadece Trabzonluları göndersek işlerini kısa zamanda hallederler diye samimi bir söz söyledi, orada bulunanların hemen hepsi samimi olarak ona hak verdiler. Bu, insanımızın bu şehrin insanına duyduğu saygının ve güven duygusunun sonucudur. Bunu bir üstünlük olarak görmüyoruz ama, kolay kazanılmamış sosyal bir sermaye olduğunu da biliyoruz.

Bayram münasebetiyle ülkemizin dört bir yanından şehrimize gelen bu şehrin insanlarına hoş geldiniz diyerek, yaşadıkları şehirlerde bu şehir insanının kimliğine uygun yaşantılarından dolayı kendilerine ayrıca teşekkür ediyoruz.

Boşuna dememişler; Trabzon Türkiye’nin T’sidir diye.