Trabzon Fatih Parkı yeniden organize ediliyor.

Eyvallah.

İçerisine girdiğinizde bazı tesisatın güzel ve yerinde inşa edildiğine şahit oluyorsunuz.

Fakat, “içeri girildiğinde” dedik.

Nasıl içeri girilir? Parka ana veya eski tabirle “Cümle kapısından” değil mi?

Hah, bizim güzelim Fatih Parkımızda işler tersine.

Cümle kapımızdan bir kaç kişi birden girerse, ki girecek bana göre aynı anda en azından 10 kişi girip 10 kişi çıkacak özellikle yaz mevsimlerinde.

Oysa bizim koskoca Fatih Parkı’nın Cümle-Ana kapısından ancak iki kişi yan yana girip çıkabilir.

Yaklaşık 1-1.5 metre genişlik(!)

E be birader yani, Cümle, ana giriş kapısını geniş yapmaya yer mi yok ki?

Ha içeri girdiğinizde ikinci merdivenli antre (sahanlık) tamam, çok güzel.

Kardeşim ana kapıyı da bu kadar geniş ve içlek olarak yani kaldırımı işgal etmeden, daraltmadan yapsanıza ya.

Sanki zorluğu mu vardı da bunca masraf bu kadar çirkin bir mantıkla kullanıldı.

Ha, bitmedi! Bir de engellilerin veya çocuk arabalı hanımların giriş yerine bakın.

O da buradan istifade edecek.

En güzeli (!) ne biliyor musunuz?

Bir sakat vatandaş önce kaldırımda onlara tahsis edilen kanaldan girip cümle (!) kapısına gelirken eğimli bir yerden geçecek.

Yallah sol tarafa doğru yanlayıp yuvarlanacak.

Yuvarlanmaz ise ben bir şey bilmiyorum.

Allah rızası için sayın başkan vaktiniz var ise oraya bir gidip görün.

Yazık yani.

Bu nasıl mimari üsluptur.

Darılmak yok.

Bu yapıyı acaba Mimarlar Odası başkanlığı hiç mi görmez?

Görevi veya yetkisi var mı bilmem ama bence hiç olmazsa bir gezi yapıp merak saiki ile baksalardı ya?

Neyse, yol yakın iken lütfen bir daha düşünün.

Bir espri ile konuyu kapatıp gereğini yüksek tensiplerinize arz edeyim.

Vallahi aynı Nasrettin Hoca’nın kulübesi mizahına benzedi.

Umarım kırılmadan bu işi bir daha düşünür gereğini yaparsınız.