İrtica ya da gericilik ; aşırı tutucu ve ilerlemelere karşıt olan. Anlamında bir tanımlaması vardır İrticanın. Sosyal yaşamda olduğu gibi,  futbol oyununda da gericiler çok vardır.

Ve bu bir ekoldür de futbolda .

Futbol oyununa ilişkin  gelişmeleri; antrenman metotlarını, oyun anlayışını, futbolcunun zihinsel performansını geliştirecek yöntemler vb konulardaki gelişme  ve bu gelişmeler doğrultusunda kendilerini yenilemeye gerek duymaksızın,çalışma hayatlarını sürdürmek isterler. 

Oysa bilmezler ki futbol bu gün kalitesi en fazla sorgulanan bir ürün olarak milyonlara sunulan bir oyundur. Bu nedenle modern futbolun doğum yeri olan İngiltere’de sürekli değişiklik ve yenilik isteyen yığınlar tribünlerdeki yerini alırlar.

Yenilik taraftarı olmayan yönetimler ve teknik sorumlular için oyun alanında ürünlerini sergilemelerine fırsat vermezler.

Özellikle teknik sorumular oyunun seyiri hoş ve heyecan veren bir hal alması için kafa patlatırlar. Oyuncularını, takımı hazırlarlar. Eldeki futbolcularını takımın bir parçası olarak hazırlarlar.

Bilirler ki bütün, parçaların toplamından büyüktür.

Takımın başarısını bir oyuncu ile açıklamazlar.

Maalesef Çalımbay bugüne kadar Trabzonspor’a oynattığı futbol ile futbolumuzun irticası oldu.

Maça,  Olcay ile başlamak,Yusuf Yazıcı’yı kenarda tutmak, gol beklentisin tesadüfe bırakan bir oyun anlayışı ile oyun alanına takımı sürmek, savunma yeterliliğini maç boyunca gösteremeyen bir savunma bloku oluşturmak, rakibin gol ayağı Wagner’i adam adama savunma yaparak kontrol etmek futbolda irticanın savunulması demektir.

Bu sezon en kötü oyununu oynayan Beşiktaş karşısında, puansız bir Trabzonspor ancak bu anlayışın bir ürünüdür.

Hocam, daha önce kaleme almıştım Türk futboluna ve Trabzon futboluna karşı sorumluluklarınız var.

Takımı oluştururken ,oyun biçimi oluştururken futbola ve Trabzon kentine karşı sorumluluklarınız olduğunun  farkına varın.

Lütfen…