Çekirge mevsimine üç dört aydan fazla var. Ama bizim etrafımızda mevsimi gelmeden zıplayan bayağı bir çekirge var. Kendilerini büyük görme hastalığına tutulmuş tam bir megaloman tiplerden bahsediyorum.

Biri Rize'de biri de bize rehper...

Konuşuyor, anlaşılan arkasında Ordu var. Bir zamanlar şükür deyip şükrediyorlardı.

Dün konuştuk, konuştuğumuz günün akşamı eve geldiğimde tam da aynı mevzuda haber altyazısı ile karşılaşmayayım mı?

Neyi mi konuştuk?

Türkiyedeki takımların borçlarını...

Bizim kıymet verdiğimiz İstanbullu değil Ordulu bir Galatasaray düşkünü arkadaş, bir de Rizeli yeğenim, gayrimenkul satışıyla temize çıktıklarından bahsetmez mi?

"Benim bildiğim Galatasaray adasını satsalar bile borçlarını ödemeleri imkan dahilinde değil" dediğimde o hemen Trabzonspor borcunu nasıl ödeyeceğe meseleyi dayadı.

Onlar büyük takımmış...

Vallahi çekirgeye göre kanguru da büyük...

Ama çekirge sıçradı mı kangurudan da büyük...

Neyse gevezeliğe gerek yok, fıkra her şeyi anlatıyor zaten...

****

Amerikalı bir turist bulduğu rehberiyle beraber Avustralya'yı gezmektedir. Rehber ve Amerikalı büyük bir çiftliğe gelirler. Amerikalı ileride otlayan koyunları fark ederek rehbere:

-"Bunlar nedir"? diye sorar.

Rehber:

-"Koyun"

Amerikalı:

"Yapma yahu, bizde koyunlar bunların iki üç katıdır" diyerek alaylı bir biçimde güler.

Biraz daha ilerlerler ve otlayan inekleri görürler. Amerikalı yine sorar:

-"Bunlar nedir?"

Rehber:

-"İnek" diye yanıtlar. Amerikalı yine gülerek:

-"Vay be bizim oralarda inekler bunların en az iki-üç katıdır". der.

Bir süre daha gittikten sonra önlerinde Kangurular geçer. Amerikalı sorusunu hemen yineler:

-"Peki bunlar ne?"

Rehber hiç umursamadan yanıtlar:

-"Çekirge"

****

Ben ne diyeyim FETÖ'nün cirit attığı renkler için...

Hatta UEFA kupasını malum zatın nefesiyle kazandıklarını söyleyen çok zavallı renktaşını gördüm.

Çekige mi kanguru mu bilmem ama Trabzonspor'la mukayese kabil değil.

Zalad denen kalecinin sekiz yediği maçtan gelen pif kokular hala Ankara sokaklarından çıkmadı.