Uzun bir aradan sonra sahne alan Trabzonspor, Göztepe maçına Sosa’nın yokluğunda iyi başladı.

Tabi ki Sosa oynamadığı maçlarda, Trabzonspor için çok büyük bir kayıptır. Diyebilirim ki mücadelenin ilk 25 dakikasında Trabzonspor oyunu 3-0 yapabilirdi.

Kaçırdı ama oyunda da üstünlüğünü ortaya koydu. Bu müsabaka örnek bir maçtı ki, Trabzonspor’un tarihine baktığımız zaman her aradan sonra önündeki her müsabakada ya yenilmiş ya da puan kaybetmiştir.

Pandemi süreci içerisinde, bu kadar uzun süre sonra sahaya çıkan Trabzonspor’da gözle görünen tek gerçek vardı ki, takım birlikteliği, yardımlaşma ve de kazanma arzusunu sahaya yansıtabilmesi.

Ne oldu ilk yarı;

Rakip Göztepe’nin bir tehlikeli atağı varken, Bordo-Mavililer golden sonra 3 net pozisyon kaçıran takımdı.

İnanın Trabzonspor’u sahada yoktan yere on kişi bırakan hakem Zorbay Küçük Covid-19’dan daha tehlikeliydi.

Guilherme’nin pozisyonu faul.

Faulü ver kardeşim.

İkinci sarıdan kırmızı verirsen işte bu olmadı.

Yine başa döndük.

O zaman ben ne federasyona, ne hakemlere, ne de bu futbolun adaletine, bu ülkede inanmam.

Trabzonspor’un bu sezon oynadığı tüm maçları, Alman, Fransız, İtalyan, İngiliz spor adamlarına izlettirelim sonucuna bakalım ne karar veririler.

İnanın, inanmayın

‘Olur da, böylesi olmaz’ diyeceklerdir.

Şimdi ne yapsın Trabzonspor taraftarı, ne yapsın yönetim kurulu.

Allah aşkına futbol adına bu ülkede Allah diyebilecek bir federasyon yetkilisi, bir hakem yok mudur?

Demek ki misyonumuz yoktur!

Öyle ya Federasyon’da 2 tane Trabzonsporlu yönetici var, bizler dahi adını bilmiyoruz.

İkinci yarı başlar başlamaz ne olacaktı?

On kişi kalan Trabzonspor karşısında ümitlenen Göztepe’nin ataklarını izledik.

Bu arada tek başına ikinci golü hazırlayan Sörloth’un mücadelesi asla unutulmaz.

Trabzonspor’un on kişi kaldığı mücadelede Göztepe’nin de mücadelesi, kutlamak isterim.

Şimdi sahnede Katar senaryosu var.

İşte bizim hakemlerimiz.

Rakibin topa müdahale etmesi için 2 metre yükselmesi lazım ve topa sahip olması için hiçbir imkanı yokken işte bir penaltı durum 2-1.

Bizim tarafa bakıldığında; yanlışın yanlışını yapma Hüseyin hocam.

Bak bakalım dakika kaç.

Bu saatten sonra ilerde topu tutacak, rakibin oyuna çıkmasını engelleyecek, bir hareketiyle tabelayı değiştirecek, Nwakaeme’i oyundan alana kadar kaleci Uğurcan’ı alsan daha iyiydi.

Sen bu takımın hocasısın, inanmak istemem ama seni de yöneten biri mi var?

Üçüncü golü atana kadar ki; karambol golüydü, bizim gördüğümüzü sen göremiyor musun?

Her futbolcuyu yerli yerinde kullanmak senin işin.

Trabzonspor bu kadar işle uğraşırken, Trabzonspor’un dışında gelişen olaylarda, yani masa başı olaylarında Trabzonspor’un bu kadar derdi varken sen bu hatayı yapmaman lazım. Önemli olan kazanmak biliyorum. Kazandığımız için mutluyum.

Lakin bu hamlen yanlıştı.

Her şeye rağmen öldük öldük dirildik. Sonucunda federasyona karşı, hakemlere karşı ve de Digitürk, yani Katar’a karşı kazandığımız için çok mutluyum.