Tarihi değere sahip aynı zamanda da Trabzon eğitim tarihinde çok önemli bir yeri olan Cudibey İlkokulu yol için yıkıldı.

Fakat daha sonra yıkılan yerden geriye kalan bahçenin bir bölümü otopark hizmeti vermeye başladı.

Zaten şehrin merkezi olarak sıkışık bir trafik akışına sahip olan o bölgede kent kimliğine yakışık almayan görüntüler ortaya çıktı.

Bahçe değerlendirilip halkın hizmetine sunulabilir.

Oysa yollar niçin yapılırdı, geçişi rahatlatmak, kente nefes aldırmak ve insana bir şekilde hizmet etmek için değil mi? Fakat gelin görün ki yıkılan tarihi bina yıkıldığı ile kaldı.

Tarihi binanın yıkımıyla beraber ortaya çıkan görüntü kirliliği ile kentin trafik sıkışıklığına fayda getirmesi gerekirken daha da kötü bir durumun ortaya çıkmasına mı yanalım yoksa bir tarihin yok edilmesine mi?

Bu şehirde maalesef hesabı kitabı yapılmadan ve daha sonra karşılaşılacak sorunları kestiremeden yapılan planlamalar neticesinde şehrin trafiği, insanı bunaltan o karmaşası devam etmektedir. 

Bu noktada iki türlü kaybımız, hatta birkaç türlü kaybımız var. Öncelikle Cudibey İlkokulu, İbrahim Cudibey gibi mütefekkir ve yüzlerce öğrenci yetiştirmiş bir eğitimcinin kurduğu okulun yıkılması zaten yanlıştı.

Yüzlerce, binlerce öğrencinin yetişmiş olduğu ve halen hatıralarında canlı olan Cudibey İlkokulu gibi tarihi binaya sahip olan eğitim yuvasının yok edilmesinin trafiğe hiçbir şekilde olumlu yansıması olmadı. Bu planlamada elde üç beş çınar ağacı ile ufak bir bahçe kalmış. Sadece Cudibey İlkokulu mu yıkıldı o çevrede? Hayır, hemen az ötesindeki tarihi Zeytinlik cami ile birlikte çevresinde bulunan bir takım sivil mimari örnekleri de yıkılarak yolumuz açıldı.

Fakat netice itibariyle beklenen fayda sağlanamadı.

Şimdi geriye kalmış olan bir miktar boş arsa ve tarihe tanıklık eden çınar ağaçları.

Otopark olarak işletilmeye çalışılan Cudibey İlkokulu'nun bahçesindeki küçük bir arsa üzerinde otopark...

İsmi otopark.

Lakin içinden çok çevresinde araçlar park etmiş durumda. Maalesef bırakın araçların geçmesini, insanların bile rahatlıkla geçemeyeceği kaldırımların işgal edildiği sevimsiz bir görüntü ortaya çıkmış.

Turizm kenti diye övündüğümüz ve geleceğimizi bağladığımız turizmle ilgili yapılması gereken birçok işlerin yanı sıra kent görünümü ve kent kimliğini muhafaza etmek ve kenti yaşanılır bir yer haline getirmek önemli. Ama tam da şehrin merkezinde bulunan bir yerde bir keşmekeş görüntü ortaya çıkmıştır. Geçmişten kalan birkaç çınar ağacı ile beraber halen varlığını sürdüren arsada yapılabilecek güzel bir düzenleme çevreye değer katacaktır.

Bahçenin otopark olarak kullanımına son verilmeli ve yeşil alan olarak değerlendirilmeli. Şehrin merkezinde nefes alınabilecek bir yer olarak hizmete sunulacak olan bu arsa eminim ki hem görüntü kirliliğini ortadan kaldıracak hem de insanımıza bir nefes aldırarak hizmete vesile olacaktır. 

Bunu yapmak çok da zor bir şey değildir.

Dağları delip tünelleri açan, yolları yapan, denizin altından metrolar geçiren Türkiye Cumhuriyeti'nin böylesine ufak hatta belki de gündeme alınmasını gerektirmeyecek kadar maliyeti az olan bir yerin düzenlemeye gücü elbette vardır.

Önemli olan anlayıştır. 

O anlayışı da Trabzon Büyükşehir, ya da Ortahisar Belediyelerinden beklemek kentte yaşayan insanlarımızın hakkıdır. Gelin bu görüntü ve gürültü kirliliğini ortadan kaldırın. Hemen şimdi.

Tarihe tanıklık eden son çınarları koruyup gelecek nesillere taşımak “ecdada saygı”nın gereğidir.

Merhum İbrahim Cudi Bey’in bu şehre olan eğitim hizmeti hatırına kalan son çınarlar da umarım korunur, çevre düzenlemesi yapılır.