Siyaset…
İnsanımızın içine öyle bir işlemiş ki adeta gözleri kör etmiş.
İnsanlarımıza, ‘devletin bekası mı, partinin bekası mı’ diye sorsan hiç düşünmeden cevap ver desen, ‘partim’ diyecek.
E be birader yani devlet olmazsa partin olur mu?
Olmaz.
O zaman şu işi bir vasati duruma getirsek nasıl olur?
Madem ortak paydamız devletimiz.
Bırakalım, ‘Devletin menfaati söz konusu olunca gerisi teferruat olsun.’
Konuşmaya gelince makul ve mantıklı bir anında söz bu. Ama icraatta bakıyorsunuz kantarın topuzu siyasetin menfaatine kayıyor.
Peki bana birisi sorsa, ‘senin siyasi seçeneğin yok mu?’ diye.
Elbette var. 
Hoş, biz de bu memlekette iyi kötü yaşıyoruz, bilmem kaç yıldır oy kullanırız.
Hoş, bazı muhterem artistler kendilerini ‘elit’, bizi ‘köylü’ yerine koyuyorlar ama.
Peki bunları baştan niye girizgâh olarak yazdım.
Şundan dolayı…
Bazen bu sütunlarda, arada da şu gözü kör olasıca sosyal medya ortamından bir arkadaşımız veya bendeniz ülkemin yeni yeni ortaya koyduğu icat ve üretimleri deklare edip âcizane iftihar etmeye kalktığımız zaman, oradan birisi hemen takozu atıyor; ‘Bulgaristan’dan saman.’
E anladık bir kez bir miktar saman alınmış doğru.
Niye alındığını da pek anlamış değilim ya.
Şimdi birisinin samana ihtiyacı varsa köyden size  organik saman getireyim.

Gazeteye bakıyor oradan bir arkadaşımız haberi okuyor hoşuna gidiyor sosyal medyaya kopyalıyor.
Bilmem Ukrayna’ya yedi tane SİHA, efendim falanca ülke de birkaç tane daha ısmarlamış.
Ne güzel değil mi?
İnsanın iftihar etmesi gerekmez mi? 

Ne gezer araya yine bir gayri malum isim atlıyor, ‘Et, süt, yumurta, gaz ithal’ diyor.
Yani maksat mide bulandırmak.
E güzelim iftihar etsene.
Yok, gaye siyaset.
‘Allah razı olsun sebeplerinden’ dese sanki bütün millet, hükumet partisine oy verecek.
Yahu yok, maksat ben bu üretimle iftihar edip geçtiğim ömür yıllarımda ‘toplu iğne dahi yapamıyoruz’ sendromundan kurtulup ‘helâl bize İsrail’in kıytırık SİHA ve İHA’larından kurtulduk’ diye sevineceğim.
Durur mu mübarek dost, yine sokuşturacak.
‘Gemilerle Angus inekleri ithal ettik.’
Valla ben onu bunu bilmem muhalefet partimiz de bu memlekette bir şey ortaya koysun iftihar etmezsem namerdim.
Adamlar bu ülkeye Kendiri, Afyon’u yasak ettirmiş petrol kuyularımızı kapattırmış biz halâ neyin münakaşasını yaparız bilmem.
Oradan yine bir muhalif arkadaşım bana takılıyor.
‘Ya Aras oğlum’ diyor senin siyasi yazılarını okuyunca valla tansiyonum yükseliyor(!)
N’olur sadece spor yaz, bak orada süpersin.
Demesine diyor da sporda da bir yere toslayınca başka arkadaş, ‘N’olur bırak falancanın yakasını’ diyor.
E, biz bu ülkede dağlara mı çıkalım yoksa elimizden kalemi mi, pardon bilgisayarı mı atalım ne?