Evet baştan beri Trabzonspor’un sahada oyun tarzı, bırakın teferruatını ne olursa, kim olursa olsun mutlaka iki forvetli bir yapının olması gereğini savunup durduk. İki forvet? Zira artık ileride tek forvetin mevcut takımların savunmayı en az  dört adam ile bloke ettiğini düşündüğünüz de tek forvetin gol bulma ihtimali çok zayıf kalıyordu. Oysa Trabzonspor’un elinde Rodellaga gibi tecrübeli Türkiye şartlarında vasat üstü bir forvet elemanı ne yazık ki uzun müddet yedekte bekletildi. Hem bu oyuncu küsme noktasına geldi hem de takım gol atmakta sadece Burak’ın ayaklarına bakar oldu. Elbette Burak ta burada zor durumda kalıyordu. Biliyoruz takımın teknik adamları sözde “Önce savunma, gol yeme, sonra…sonra sı da Allah Kerimdir” işte bu olmuyordu. Biz buna “Korkak futbol” diyoruz. Ya baştan gol yedin, sonra…sonrası uzak bir ihtimal mağlubiyetten galibiyete geçecektin.

Ha, Kasımpaşa maçında olmadı mı? Oldu, oldu da çift forvet ihdas edince oldu. Tek forvet? Asla bu yükün altından çıkamazdı. Şimdi bu hafta deplasmanda oynayıp 3-1 gibi net skorla bertaraf ettiğimiz Akhisarspor takımı öyle hiç te kolay bir lokma değildi. Nasıl çözüldü? Şöyle, Biz elimizde mevcut iki forveti de effektif olarak kullanmayı kafaya koyup Trabzonspor’a yakışan ofansif oyun mantığı içinde iki forvetli oyun tarzını artık bünyemize sindirmeye başladığımızda bu işler yavaş yavaş yoluna girmeye başladı. Peki oldu mu? Sadece şu an için oldu. Fakat bu maçlarda da gözümüze ilişen şu noksan var. O da Burak ve Rodellega ikilisinin her ne kadar gole yakın adam olmalarına rağmen aralarında olması gereken uyum, senkronizasyon ve verdi-kaçtı varyasyonları arzu edilen, görülmesi istenilen seviyede değildi.

Bu sadece bir başlangıç. Şunu da açıklıkla ifade edeyim ki böyle bir uyum ve ikili hatta ortasaha artı forvet senkronizasyonu sanıldığı gibi bir-iki maçla olmaz. En az aradan bir 7-8 maçın bu kadroda yakalanılan dokuz kişilik değişmezliğin diğer rötuşlarının zaman ve maç esnasında değişebilirlik ihtimali ile sağlanabilir. Demek ki önce, ne yapacağınıza kara vereceksiniz sonra bu düzene yatkın adamları ortaya koyacaksınız ondan sonra hazırlık ve resmi maçlar esnasında uyum ve anlaşmayı sağlayıp sahada uygulattıracaksınız. İleride rakip takımların sizin sisteminize alacağı muhtemel tedbirini çözümü ise o maçlarda alınır. Sistemin ne olduğu elbette eldeki kadro ve yeteneklerin seviyesi  ve yapabilirlikleri ile mümkündür. Bana göre Trabzonspor bu yola girmiş bu mecrada adım atmış bundan sonra daha da iyi olacağı umudunu Kasımpaşa maçı ile başlayıp Akhisarspor maçında ortaya koymuştur. Zaman zaman olması mümkün veya olabilecek aksiliklere aldanmadan, bunların da bu yolda var olduğunu bilip Ünal KARAMAN’a güvenip  destek verilip onda ısrar edilip bazı iniş çıkışlarda Ünal hoca nın da stabilizasyonuna ve doğru sistem bulunana kadar sabır gösterilmelidir. Hiçbir başarı kısa zamanda ve anlık olmaz.