Trabzonspor’un AEK karşısında özellikle ilk yarıda ortaya koyduğu futbol bende büyük bir hayal kırıklığına neden oldu. İlk maçta alınan 3-1’lik galibiyetin Akyazı’daki rövanşta şölene döneceği

düşüncesi her Bordo-Mavili taraftar gibi benimde beklentimdi.

Ama gel gör ki şölen yerine maçın başlama düdüğüyle birlikte adeta ecel terleri döktük. Sahada tel tel dökülen Trabzonspor’un kendi yarı sahasına hapsolup kontra atakla rakibi avlama düşüncesi yanlışların en büyüğüydü.Ünal Karaman belli ki rakibin üzerlerine gelip vereceği açığa göre planını yapmıştı. Ancak Karaman bir şeyi hesaba katmadı oda oyuncularının ilk yarıda yürümesini.AEK bu durumu fırsata çevirerek Fernandes’in hatasını iyi değerlendirdi ve öne geçti.Ardından Mikel’in anlamsız bir şekilde penaltısı Akyazı’da nabızları yükseltti. İlk yarıda Trabzonspor’da şu oyuncu öne çıktı diye bileceğimiz bir isimin olmaması ne kadar acı değil mi?. Birde üst üstelik Abdülkadir Ömür’ün sakatlanması Karaman’ın planlarını alt üst etti. Genç yıldızın yerine oyuna dahil olan Yusuf Sarı’yı önüne gelen fırçayı vurunca, taraftarda homurdayınca ister istemez abandone oldu, oyundan koptu.

İlk yarıda köşesinde yatan Nwakaeme uykusundan uyanınca Trabzonspor AEK kalesine yüklenmeye başladı. İyi de fırsatlar yakaladı ama son vuruşlardaki beceriksizliğinin kurbanı oldu.

Sosa, Abdulkadir oyuna ağırlığın koydu ama kanatlar beklenen katkıyı yapamadı. Bu nedenle oyun orta alanda tıkandı. Neyse ki korkulan olmadı ve Trabzonspor gruplara kalmayı başardı.

Ünal Karaman’ın dediği gibi bu maçtan çıkarılacak çok ders var.Biran önce Karaman tedavisini iyi yapmalı ve yarayı pansuman etmeli..

Dost acı söyler. Trabzonspor ilk yarıdaki gibi silik görüntüyü Fenerbahçe derbisinde sergilerse sonuç hüsran olur.