Gün olur, sözcükler uzanamadığımız yıldızlar denli uzak… gün olur, hoyratça ezip geçtiğimiz yayla çiçekleri gibi yakın olurlar bize… ve biz çoğu kez bu uzaklığında, yakınlığında pek ayırdına varamayız!

Sözcükler, yüreklerimizde, vicdanlarımızda ve de atardamarlarımız dahil tüm benliğimizde devinir dururlar…

Bugün sizlerle, susmayı kendi kabuğunun içine çekilmeyi hem insanlığa hem de çağına ihanet olarak değerlendiren… iflah olmaz coşkun bir yüreğin, sevgili Av.Çiğdem KOÇ’un düşün pınarından çağıl çağıl köşeme akan tespitlerini paylaşmak istiyorum;

“-Bitmeyen bir kan davasına kurban ettik bu toprakların vicdanını…

Eylülleri sürgün ettiğimiz tarifsiz acılar, Mayıslarda vurdu bizi bir daha dönüp dolaşıp…

Hiç bitmedi bu ülkenin yası, hiç susmadı ağıtı…

Kendi sesimizden başkasını duymadık, kendi yaşımızdan ötesinde yıkanmadık…

Hep “başkaları” oldu bu ülkede aynı göğün altındakiler, doğarken seçmediğimiz hallerimiz bedelimiz oldu…

Öldürmeyi ayrı marifet saydık, ölmekten destanlar devşirmeyi ayrı…

Birilerinin yolumuza döşediği taşları sevdik anlamsızca; aslında toprağımızı değil, o taşları vatan sandık…

Hep ağladık, hep unuttuk; hep vurulduk, hep unuttuk…

“Artık Yeni Şeyler Söylemek Lazım” diyenlerin yurdunu yurt edinme zamanıdır şimdi…

Artık kavgaları kaygılarla sınamaktan vaz geçip, birazcık dinlemenin zamanıdır…

Dayatılanlara karşı durup, susmaktan vaz geçme zamanıdır…

“Bir Olmanın, İri Olmanın, Diri Olmanın” zamanıdır…

Acıyla sulanmış bu topraklardan birlikte yeşerdiğimizi anlamanın, bir büyük oyunu bozmak için ayağa kalkmanın zamanıdır…

Yeterince öldük ayrı ayrı; artık hep birlikte yaşamanın zamanıdır…”

Evet, hep bilece yeni şeyler söylemenin zamanıdır cancağızım… Yaşamanın ve Yaşatmanın vakti çoktan geldi de geçmekte coşkun yürekli dost… yüreğine, emeğine ve kalemine sağlık.

Bu denli içten ve bilgece kaleme alınmış birlikte yaşama çığlığının ardından başkaca ne yazılabilir ki?

Kaldı ki; “İnsanlık bir kültür işidir” diye öğütleyen Sebahattin Eyüboğlu; “Nerede DOSTLUK varsa, orada kültür de vardır” diyerek birlikteliğin uyumunu ne de güzel betimler…

Kendimi dağlara vurup, kır çiçekleri toplamak istiyorum…Karadeniz’imin yaylalarında şimdi vargit lerin zamanıdır…

Anadolu’mun bağrından kopup gelen rüzgarlar la, Karadeniz’in güneşli bir sabahında buluşup… ülkemin dört bir yanından toplayacağım kır çiçeklerini kardeşlik ve barış motifiyle işli bir vazoda derlemek istiyorum.

Sizce çok mu şey talep ediyorum?..