“...Gece olmuştu, Çankaya’ya gitmek üzere Meclis binasından ayrılırken, koridorlarda beni beklemekte olan Kemâlettin Sami ve Hâlit Paşa’lara rastladım. Ali Fuat Paşa Ankara’dan hareket ederken bunların Ankara’ya geldiklerini o günkü gazetede ‘Bir uğurlama ve bir karşılama’ başlığı altında okumuştum. Daha kendileriyle görüşmemiştim. Benimle konuşmak üzere geç vakte kadar orada beklediklerini anlayınca, akşam yemeğine gelmelerini, Millî Savunma Bakanı Kâzım Paşa vasıtasıyla kendilerine bildirdim. İsmet Paşa ile Kâzım Paşa’ya ve Fethi Bey’e de Çankaya’ya benimle birlikte gelmelerini söyledim. Çankaya’ya gittiğim zaman, orada, beni görmek üzere gelmiş bulunan Rize Milletvekili Fuat, Afyonkarahisar Milletvekili Ruşen Eşref Bey’lerle karşılaştım. Onları da yemeğe alıkoydum. Yemek sırasında: ‘Yarın Cumhuriyet ilân edeceğiz’ dedim. Orada bulunan arkadaşlar, derhal düşünceme katıldılar. Yemeği bıraktık. O dakikadan itibaren, nasıl hareket edileceği konusunda kısa bir program yaparak arkadaşları görevlendirdim.”

Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK.

Evet, Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyetimizi böyle bir süreçten geçerek ilan etmişti.

Bugün ise cumhuriyetimizi ilan ettiğimiz 95’nci yıl dönümünü kutlayacağız.

Bütün ulusumuzun Cumhuriyet Bayramı’nı kutluyorum.

Ve ülkemizin bundan sonra daha refah, daha mutlu, daha birlik ve beraberlik içerisinde olmasını Allah’tan diliyorum.

Ne mutlu Türküm diyene.

KARDEŞ ACISI
Mutlaka yaşanılan her ölüm bireyler için acıdır.

Ancak kardeş acısını yaşayanlar acının en büyüğünü hissederler.

Tarifi edilemez bir acıdır kardeş acısı.

Ben bunu 17 yıl önce yaşadım.

O an yaşadığım acı, bugün halen büyüyerek devam etmektedir.

Kabullenilmesi zor da olsa, Allah bunun sabrını kullarına vermiştir.

Mezarlıkların girişinde yazar, “Her canlı bir gün ölümü yaşayacaktır” diye.

Bizler de zamanı gelince bu yolculuğa çıkacağız.

Kaçınılmazdır.

Birileri ölmeyecek gibi yaşasa da, bilmez ki bundan kurtuluş yoktur.

Dedim ya kardeş acısı diye…

Gazetemizin İmtiyaz Sahibi Selahattin Bahadır da ağabeyi Alaattin Bahadır’ı kaybetti.

O da bizler gibi büyük acıyı yüreğinde hissetti.

Ama takdir Allah’ın.

Hiç birimizin gelen ölüm karşısında yapacak bir şey bulamıyoruz.

Veren Allah, alan yine Allah.

Bu vesileyle Bahadır ailesinin acısı paylaşıyor, Allaattin Bahadır’a Allah’tan rahmet, sevenlerine ve yakınlarına da sabır diliyorum.

AYNEN DEVAM
Değişen hiçbir şey yok.

Değişeceği de!

Bir iki gün marketlerde duyurular yapıldı, etiketler değişti; sonrası malumunuz.

Her şey kaldığı yerden aynen devam ediyor.

Sözün özü alıştık zamlara.

Alışmaya da devam ediyoruz.

Yine de hayat devam ediyor.

O zaman biz de hayatın tadını çıkartmaya devam edelim.

SADECE İNŞAAT SEKTÖRÜNDE!
‘Öyle kriz var ki’
deniliyor.

Daha kötüsü olacağı da dillendiriliyor.

Maşallah hiçbir şeyden de geri kalınmıyor.

Aman çok lüks derseniz, lüksün en alası yapılıyor.

Maşallahı var, hafta sonları yemeden içmeden de kimse geri kalmıyor.

Üstelik gelen hesaplar çok uçuk olmasına rağmen!

Forum Alışveriş Merkezi’ne gidin bir gezin.

Kalabalığı görün, öyle Uzunsokak’taki gibi kuru kalabalık değil oluşan kalabalık.

Yeri gelmişken, mağazalarda alış veriş yapanların da hakkını teslim etmek gerek.

Bereket versin ki mağazalardan kimse boş çıkmıyor.

Kriz mi dediniz?

Öyle zannediyorum ki sadece inşaat sektörüne vurmuş.

TEMİZ Mİ OLDU?
Deriz ya, “Geç oldu, temiz oldu” diye.

Fındığın da durumu aynen bu.

Açıklanan fiyatta TMO fındığı 14,5 TL’den alacakmış.

Beklenen rakam mı?

Evet beklenen rakam!

Verilen fiyattan herkes memnun da sıkıntı zaman hatasında.

Yani fiyat çok geç açıklandı.

Tüccar fındığı almış, depoya yerleştirmiş.

Bundan sonra kazanan üretici değil, tüccar olacak.

Bir de fındığı çoktan çikolataya çeviren İtalyan firması Ferrero.

VİCDANLAR MI DONDU?
Bu zamanda donarak şehadete ermek.

Allah aşkına 2018’de donarak şehit olmak akılla, mantıkla nasıl izah edilebilir?

Hem de Ekim ayında.

Kimse kusura kalmasın, bu işin sorumluları mutlaka hesap vermelidirler.

Vermelidirler ki vicdanlar rahatlasın.

İki askerimiz donarak şehit oluyor, kimseden bir kelam laf çıkmıyor.

Bu kadar mı vicdanlar dondu?