Bu noktalara dikkat edilmezse, çocuk öğrenme tutkusunu kaybedebilir ve dış referanslı yetişebilir. Peki nedir bu kritik noktalar? Çocuğunuza ödülle ders çalıştırmaya ya da ödev yaptırmaya çalışırsanız, çocuğun derse olan ilgisi azalacaktır. Örneğin “Ödevini yaparsan, bilgisayarla oynayabilirsin.” dediğiniz an, çocuk ödevi araç olarak görmeye başlayacak ve ilgisi azalacaktır. Amaç bilgisayar olacaktır. Ödevi yapmak zaten çocuğun sorumluluğudur. Ödül verilirse, çocuk ödevi sorumluluğu olarak görmeyi bırakacaktır.

CEZA, ÇOCUKLARI ÖDÜLLENDİRİR
Çocuğunuza ceza ile iş yaptırmaya çalışırsanız, aslında ödüllendirmiş olursunuz. Çocuğa o işi yapmama hakkı verirsiniz. Örneğin “Ödevini yapmazsan, bilgisayar yok sana.” derseniz, çocuk “Tamam, bilgisayar ile oynamam, ödevi de yapmam.” der. Ödevi yapmamak meşrulaşır.

ZEKASINI ÖVMEYİN
Çocuğun zekasını överseniz “Aferin benim akıllı oğluma/kızıma.” derseniz, çocuk başarısını zekaya bağlar. Zeki olarak etiketlenen çocuk da bu etiketi kaybetmemek için başarısız olma ihtimali olan işlerden kaçar. Çünkü başarısız olursa, aptal hisseder. Risk almaz. Onun için zekayı değil, çalışmayı ön plana çıkartın. Bu durumda başarısız olursa, çalışarak daha iyi yapabileceğine inanır.

MOTİVE ETMEYİN
Çocuk iyi bir şey yapınca överseniz, bir süre sonra o işi sizden övgü almak için yapacaktır. Kendinize bağımlı çocuk yetiştirmiş olursunuz. Onun için çocuğa sadece övgü yerine, övgü ve geri bildirim verin. “Aferin oğluma!” ya da “Aferin kızım çok güzel olmuş!” derseniz, övgü olur. Ama çok güzel olmuş deyip, yaptığı işi güzel yapan şeyleri söylerseniz, çocuk o işi neden iyi yaptığını bilir ve sürekli gelişim gösterir. Örneğin, ödevini gösteren çocuğa “Aferin, çizgilerin dışında çıkmadan yazmışsın” deyin.

KENDİNİ DEĞERLENDİRSİN
Sizin fikrinize başvuran çocuğa, hemen fikrinizi söyleyip, onun düşünmesini engellemeyin. “Anne/baba nasıl olmuş?” derse, “Sence nasıl olmuş?” deyip düşünmesini ve kendini değerlendirmesini sağlayın. “Güzel olmuş!” derse, “Güzel yapan sence ne?” diye sorun, daha da düşündürün.

İLGİSİNİ CANLI TUTUN
Çocuk yaptığı bir işi size gösterince, “Çok güzel olmuş.” ya da “Tamam, aferin. Devam et.” gibi sözler ile geçiştirmeyin. Çocuğun kendini anlatmasına izin verin. Örneğin, yaptığı resmi size getiren çocuğa “Anlat bakalım ne çizdin?” deyip ilgisini canlı tutun.

BAŞKA ÇOCUKLAR İLE KARŞILAŞTIRMAYIN
Çocuğunuzu başkası ile karşılaştırırsanız, çocuk kendi değerini başkasına göre belirler. Kendi seviyesine göre çok gelişim gösterse de, başkasından daha kötü sonuç aldıysa, mutsuz olacaktır. Her çocuk sadece kendisi olduğu için değerlidir. Çocuğu kendisi ile karşılaştırın. Çocuk başkası ile değil, kendisi ile yarışsın.

DÜRÜST OLMASINI BEKLEYİN
Çocuğunuzdan yüksek not, başarı, birincilik gibi şeyler beklemeyin. Bunlar çocuğun kontrolü dışındadır. Çok çalışsa bile, birinci olamayabilir. Çocuğunuzun mutsuzluğunu kendi ellerinizle tasarlamış olursunuz. Ama çocuğun kontrolü altında olan şeyleri bekleyin. Örneğin, çok çalışmasını, planlı olmasını, dürüst olmasını bekleyin.

Editör: Haber Merkezi