Ardı arkası kesilmiyor... Gün geçmiyor ki, aynı haberlerle karşı karşıya kalmayalım.

Daha önce defalarca tekrarını izlediğimiz/okuduğumuz gafletin aynısı bu kez İstanbul Küçükçekmece’de karşımıza çıktı.

Tıpkı birkaç ay önce belediye çalışanının Trabzon’un ortasında bir çocuğu istismar ettiği gibi.

Bu kez Türkiye’nin gündemi yine bir çocuk; ve beş (rakamla 5) yaşında.

Konu yine cinsel taciz.

Yani yine aynı hezeyan, yine aynı sıkıntı.

***

Bu tarz olaylar her önümüze geldiğinde en ağır yaptırımın hayata geçmesi için çalışma yapılması gerekliliği vurgulanıyor ama her ne hikmetse bir türlü harekete geçilmiyor.

***

Herhangi bir yaptırım için harekete geçilmediği gibi, Çocuk Hakları Sözleşmesi imzalanalı 30 yıldan fazla süre, meclisten geçmesinin üzerinden ise 25 yılı aşkın zaman geçmesine rağmen halen sözleşme prensiplerinin çocukların yaşamında yeterince yer alamadığı gün gibi ortada.

Halen hem ülkemizde hem de dünyada artarak devam eden ciddi bir sorun olarak bu durum vuku bulmakta.

***

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre her dört yetişkinden biri çocukluğunda fiziksel istismara uğruyor.

Ayrıca, her beş kadından biri ve her on üç erkekten birinin çocukluğunda cinsel istismara uğradığı gerçekliği de önümüzde.

***

Acı bir şekilde; Türkiye, çocuklara karşı cinsel istismar, taciz ve tecavüz olaylarında dünyada üçüncü sırada yer alıyor.

Yılda ortalama 8 bin çocuk da istismar mağduru.

Son 10 yılda çocuk istismar davaları ise yüzde 700 artmış durumda.

***

Tüm bu negatif veriler ortada iken halen ne bekleniyor anlam vermek imkansız.

Uygulayın artık en ağır yaptırım neyse onu.

1900’lü yıllarda dünyada çocuklarını en değerli kılan bir ülkeye günümüzde yaşananlar hiç ama hiç yakışmıyor.

Yazık, çok yazık.