Ayşe Hanım Teyzem enflasyonu, gıda harcamaları için cebinden çıkan paraya bakarak ölçer. TÜİK’in (Türkiye İstatistik Kurumu’nun) enflasyon hesabını değiştirmesi, Ayşe Hanım Teyzemin cebinden çıkan parayı değiştirmez. Ne azaltır ne çoğaltır.

TÜİK enflasyon hesabını değiştirince, Ayşe Hanım Teyzemin gıda harcamalarında bir değişiklik olmaz.

Kaldı ki unutmayalım, ölçü aletinin değişmesi, gerçeği değiştirmez. Bir ağaç, bir yılda bir misli büyümüş ise, yüzde 100 büyümüştür. Metreyle ölçünce yüzde 150 büyümüş olamaz. Yard ile ölçülünce büyüme yüzde 80’e inemez. Arşın hesabıyla büyüme yüzde 50 oldu denilemez.

Türkiye’de, sadece Ayşe Hanım Teyzem için değil, hemen her aile için enflasyon demek, gıda harcamalarındaki artış demektir.

TÜİK enflasyonu 414 maddenin fiyatındaki değişime göre belirliyor. Daha önce 417 maddeden oluşan harcama sepetinde gıda ve alkolsüz maddelere yapılan harcamaların ağırlığı yüzde 23.68 idi. Şimdi 414 maddeli sepette yüzde 21.77’e düşürüldü.

Böylece gıda maddelerindeki fiyat artışlarının, genel enflasyon oranını etkileme gücü azaltıldı. Genel enflasyon oranı gıda maddeleri fiyatlarının daha büyük ölçüde artmasından etkilenir.

Tüketim sepetinde gıda ve alkolsüz içecek maddelerinin ağırlığının azaltılmasıyla genel enflasyon oranının aşağıya çekilmesi arayışı var.

Harcamalar gıdaya

Türkiye genelinde, her ailenin ay içinde yaptıkları 100 liralık harcamanın sadece yüzde 23.17’sinin gıdaya ve alkolsüz içkiye gittiği varsayılıyordu, bundan sonra yüzde 21.77’sinin gıdaya ve alkolsüz içkiye gittiği var sayılacak.

Bu ülke genelinde tüm gelir grupları için varsayılan ortalama bir harcama oranı. Halbuki biliyoruz ki işçi Memed kardeşim, emekli Ali Rıza Bey Amcam, Ayşe Hanım Teyzem gibiler bizim nüfusumuzun büyük bölümünü oluşturuyor. Onlar için tüketim harcamalarında gıda ve alkolsüz içkiye giden para en az yüzde 50 oranında. Hatta daha da fazla.

TÜİK, gıda enflasyonunu belirlerken, enflasyon hesabına giren maddelerin yıl boyu ağırlığını sabit tutacak. Ekmek fiyatı aydan aya değişmez. Gıda sepetinde ağırlığı yüzde 2.36’dır Ama... Kiraz, mandalina mevsimliktir. Bunların fiyatı belli aylarda enflasyon hesabına girer belli aylarda girmez. Biber, domates yıl boyu ya tarlada ya serada yetiştirilir. Bu nedenle her ay bunların fiyatı enflasyon sepetini farklı etkiler. Örneğin, domates fiyatının enflasyon sepetinde ağırlığı ocak ayında 0.65 iken, mayıs ayında 0.97 olur. Bundan sonra gıdada mevsimlik fiyat değişimlerinin enflasyon hesabına girmeyeceği açıklandı.

Tekrarda yarar var, halkımız enflasyonu gıda ve alkolsüz içecekler sepetindeki fiyat değişiminden, gıda ve alkolsüz içecek için cebinden çıkan paradan izler.

Kişisel enflasyon...

Halkımız her ay ev eşyası satın almaz. Her ay derin dondurucu, mazotlu binek otomobili veya benzinli binek otomobil satın almaz. Her ay umre veya hac seyahati yapmaz. Bu tür mal ve hizmetlerin fiyatlarındaki değişim tabii ki önemlidir ama ülke genelinde halkın tüketim harcamalarındaki değişimin ağırlığını oluşturamaz.

Ne yapalım ki Ayşe Hanım Teyzem, “Benim için enflasyon, mutfak harcamaları için yaptığım harcamanın artışıdır” dese de bundan önce olduğu gibi, bundan sonra da TÜİK’in enflasyon rakamlarına güvenmeye mecbur. TÜİK’in ülke genelinde tüketici fiyatları artış oranları dayalı olarak yaptığı enflasyon hesabı her gelir grubunun harcamasına konu 414 maddenin fiyat değişimini yansıtıyor. Bu nedenle, kişisel enflasyon hesaplarımızdan farklı olabileceğini kabul edeceğiz.