30 Ekim 1918 tarihinde Batılı istilacı/sömürgeci güçlerin Osmanlı'ya imzalattırdıkları Mondros Mütarekesi; 600 küsür yıllık Türk Yurdu Anadolu'nun ufuklarında kara bir bulut  olup esmeye başlamıştı.

Padişah,  Payitaht İstanbul'da sarayında eli-kolu bağlı çaresizdir.

Ama aynı tarihte Trabzonlular çaresiz değil, azimli ve kararlıdırlar. 

Bu kez muhaceret etmeyecek, Trabzon'u düşmana bırakmayacak, direnecelerdi.

Önce bu kararlılığı sergilemek/göstermek için 10 Aralık 1918'de  İSTİKBAL Gazetesi’ni yayımladılar. Gazetenin  amacı,  1461 yılında Fatih Sultan Mehmet'in Türk Yurdu yaptığı Trabzon'u savunmak, hukukunu korumak, Türklerin gelişen olumsuzluklara karşı sözcülüğünü yapmaktı. Türk Kurtuluş Savaşının belki de ilk olan, direniş ve mücadele amacıyla kurulan İSTİKBAL gazetesinin kurucu heyet üyelerini ve bu gazeteyi "Kuvay-ı Milliye" ruhuyla hazırlayıp yöneten Trabzon'un aziz  evlatları Faik Ahmet Barutçu ve çalışma arkadaşlarını Rahmet dilekleriyle anmak hepimize bir vefa borcudur her zaman...

Gazete yayımlamakla iş bitmiyor ki... Bu gazete  Trabzonluların sözcülüğünü yapacaktı, ama bir başka mücadele odağının oluşturulmasına gerek vardı. O da  Trabzonluların  topluca dünyaya  seslenecekleri bir cemiyet kurmak gerekiyordu.

İSTİKBAL Gazetesi'  Cemiyetin aldığı kararları duyuracak ve kamuoyu oluşmasını sağlayacaktı.

Cemiyet de gecikmeden 12 Şubat 1919 tarihinde " Trabzon Muhafaza-i Hukuku Milliye Cemiyeti" adıyla kuruldu. Bir inanç, bir yurtseverlik örneğini topluca sergileyen, önce İSTİKBAL gazetesini sonra da toplu olup tüm dünyaya Türklerin, Trabzonluların "Trabzon Türk'tür! Türk kalacak" kararlılığını haykıran Belediye Başkanı Barutçuzade   Ahmet Bey, Nemlizade Sabri, Eyübzade İzzet, Abanozzade Hüseyin, Murathanzade Ziya, Eyübzade Ömer Fevzi, Hacı Ali Hafızzade Mehmet Salih, Molla Bekirzade Mehmet, Müftüzade Hacı Mehmet Beyler Cemiyetin kurucuları oldular.

Yönetim kurulu ise; Nemlizade Şevki, Çulhazade Hacı Kadir, Hafız Mehmet, Subaşızade Münir, Zehirzade Zühtü, Hocazade İbrahim Cudi, Kulaksızzade İbrahim, Ustazade Nazmi ve genç avukat adayı Barutçuzade Faik Ahmet Beylerden oluşmuştu.

***

O günlerin koşullarında Trabzon'da gazete yayımlamak bugünkü gibi değil. Kentteki tüm matbaalar Rumlar'ın elinde... Postus hülyasının gerçekleştirmek  için Rumca gazete basıp dağıtıyor, propaganda yapıyorlar. Düşünün o koşullarda onların karşısında, karşı görüşte gazete çıkarmanın zorluğunu...

Tüm bu olumsuzluklar Trabzon'da yaşanırken İzmir Yunanlılar tarafından işgal edilmemiş, Anadolu'da kurtuluş ateşini yakacak Mustafa Kemal (Atatürk) Paşa Samsun'a çıkmamıştır daha...

Erzurum'daki Kolordu Komutanlığı görevinin başına gitmek için 19 Nisan 1919'da deniz yoluyla Trabzon'a gelen Kazım (Karabekir) Paşa'nın karşılaştığı manzara şöyledir, Trabzon'da.

Trabzonlular silahlıdırlar ve her gün hazırlıklı olmak için Kısıklı sırtlarında askeri talim yapmaktalar...

Bu manzarayı gören Kazım Paşa, Trabzon'da kaldığı günlerde temaslarda bulunurken bir yandan da  yapılan talimleri bizzat yönetir.

Bu konuda Trabzon'un aydın insanı, yüreği Atatürk sevgisiyle dolu, Cumhuriyet aşığı gazeteci/yazar Rahmetli Cevdet Alap'ın anılarını kitaplaştırdığım; "Bir Ömür, Bir Şehir" adlı kitapta çok daha geniş bilgi bulunuyor. Meraklıları oraya bakabilirler.

Bu yazının başlangıcında vefa borcundan söz ettik ya, işte şimdi tam o noktaya geldik.Bu kente hizmette en ön safında bulunanlardan Rahmetli Faik Ahmet Barutçu'dan söz edelim şimdi.