Anadolu; Nene Hatunların, Şerife Bacıların, Kara Fatmaların, Binbaşı Ayşelerin, Halide Onbaşıların, Halime Çavuşların, Nazife Kadınların, Satı Çırpanların ve nihayet oğlunu vatana ihanet etmiştir diye düşündüğü için gözünü kırpmadan öldürerek, fedakârlıkta sınır tanımayan,  Domaniçli Habibelerin yurdudur.Onlar ve milyonlarca isimsiz “özveri kahramanları” annelerimiz. Vatanımız, baş tacımız, dünyada ki cennetimiz,

annelerimiz.

Onların varlığı ülkemizi Anadolu yaptı ve onların diriliği kimliğimizi devamlı kıldı. 

Onlar sayesinde Anadolu “cennet vatan” ve üzerinde yaşayanlar “kadim millet” oldu.

Onlar tarih oldu, Türk Milleti ölümsüz.

***

Bu yazımda  “Geleneksel Türk Annesi” tanımlamasına uyan ve artık bir “Anadolu Annesi” haline gelen bir anneyi tanıtmaya çalışacağım.

Firdevs Anne.

O, benim ve pek çok insanın hayatında özel bir yer edinmiş yüklü sevgi olan bir anne.

O, tanımlandığı üzere, tam bir Anadolu’dur. İsmini hayatına almış, elleri öpülesi güzel bir anne.

O, artık nesli tükenmiştir diye düşünülen geleneksel Türk anne tipinin, son temsilcilerinden olan efsane bir anne.

O, eli bereket, dili dua, gönlü vefa, ömrü çile olan özverili bir anne.

O Bayburt’un en kırsalında; seksenine merdiven dayamış ulu bir çınar, ölümsüz bir anne.

Bilenler bilir, O’nun dünyası, sevgi ve çalışmak üzerine kurulu bir Firdevs’tir.

Kimler bilir, kimler tanır O’nun dünyasını derseniz?

Bütün köylü, komşu köylüler, gelenler gidenler, ahırında barınma şansı bulan hayvanlar, kurtlar, kuşlar cümle tabiat bilir.

O, köyün bekçisi, yayla yollarının korku bilmez yolcusu, yolda kalmışların sığınağıdır.

O, yorulmak, darlanmak, kızmak, küsmek, kibir ve cimrilik gibi modern kavramlarla hiç tanışmamıştır.

O, of nedir bilmez amma, karşılaştığı bütün canlılara “oh” dedirtecek yöntemleri çok iyi bilir

Çünkü O, dünya görüşünü, “yaratılanı sevmek” üzere kurmuştur. Bütün canlılara karşı beslediği karşılıksız sevgi. O’nun yaşam iksiridir.

Başkalarını memnun etmek üzere kurduğu bir dünyası var. Ve kurduğu sabır dünyasının yılmayan emekçisidir O.

En olmaz işleri yapanları bile; koruyucu bir kimliğe bürünerek hoş görmesi var ya, işte o tarafı.

O tarafından bakarsanız, tam bir Firdevs’tir O.

Kıyısı köşesi, vermek için hep hazırdır ya, bereketin tam kendisidir O.

Kadın-erkek, köylü-şehirli, yerli-yabancı, müslim-gayrimüslim demeden herkesi kucaklar ya, insanlığın zirvesidir O.

O, herkesin kete kokulu yâri, helva kıvamlı annesidir.

O, adeta altın çağlardan günümüze ışınlanmış gibidir.

Tanıyanlar kıymetini bilmeli, tanımayı hayal edenler, Bayburt Alaca Köyü’nü ziyaret etmeli.

Firdevs anneye ve O’nun şahsında, cennet kokulu bütün annelere selam olsun!