Başlık olarak seçtiğim üç sözcük de Arapça'dan... "Demokrat" ise Batı kökenli... Sanırım Türkçe anlamlarını aç-çok biliyorsunuz.

Güncel yaşamda ilk üç sözcük; kişilerin toplumsal düşünce, davranış bozukluklarından kaynaklanan durumlarda dillere dolanır. 

Böyle bir durumdaki kişiye toplum katında hiç bir zaman iyi not verilmez.

İyi bir referans da.

-Ya, bırak çok fitne bir kişidir.

-Onu bu işe karıştırma... Fesatın tekidir.

-Aman aman, sakın ona açılma ha!.. Anında karşı tarafa gider, söyler. Müzevirdir

***

Fitne kişi... 

Fesat Adam...

Müzevirin teki...

Böyle kişilerin bulunduğu ortamlarda; herkes ağzından çıkan sözün ölçüsünü bilir. 

Frenli konuşur. Yani temkinli olur.

Aslında yaşamda kimilerin çok dikkat gösterdiği "ağız ölçüsü" diye bir tanım var. Var da, ağzının ölçüsünü bilen, sözünü ağzının ölçüsüne göre kullanan kim/ler?

Orası meçhul... 

Ağız ölçüsü kimi zaman kullanılan sözcüklerle laçkalaşır. Ondan sonra da fren tutmayan bir söz arenası oluşur.

O zaman da seyreyleyin söz gümbürtüsünü... Atıp-tutmaları... Ağız kavgalarını...

Kısacası söz kirliliğini...

***

-Ağzının ölçüsünü verdi.

-Ağzının payını aldı... 

Başkalarının değil; kendi algı/akıl ölçülerine göre gönül rahatlığı yaratmış olmak durumu vardır ortada... Yani kendi-kendine hak verip, tatmin olmak...

Kendi kendini aldatmak...

Gerçeği görememek...

Kısacası, gerçeklerden kaçıp yalana sarılmak...

"Demokrasinin  erdem ayarı"nı  bozmak ve kendi algısı doğrultusunda "demokrasi şekillenmeleri" peşine düşmek...

Böyle bir düşüncenin rüzgarına kapılıp "ucuz akıllar"la uçup gitmek...

Dün ile bugünün, bugün ile yarının gerçeklik bağlarını koparıp; yepyeni ütopik heyecanları fırından çıkmış taze ekmek gibi topluma sunmak...

Dünü inkar edip; yeni bir başlangıç/milat savında bulunup "umut fakirin ekmeği" anlayışını devamlı pompalayarak "umut tacirliği" yapmak...

***

Hangi demokratik ülke olursa olsun; "siyasetçinin kendini bilmek gibi bir görevi var" öncelikle. 

Sonrasında, kendisine yaratılan/açılan hizmet alanında; ülke ve insanı için üstlendiği birincil görevi; SADAKAT, SAMİMİYET ve YURTSEVERLİKle siyaset yapmak olmalı bizce.

Siyasal düşünce ve eylemlerini sadakat, samimiyet ve yurtseverliklikle taçlandıranlara selam olsun!..