Kasımpaşa maçı iki maçtır görülen sorunları iyice açığa çıkarması açısından önemli bir milat oldu. İkinci yarının başlangıcından beri takımın üzerinde dolaşan kara bulutlar iyice  yoğunlaştı. Sakatlıklar, takımın yorgunluğu, hakem faktörü hepsi bir yana ortada görülen bir gerçek var: Ünal hoca da formsuz.

Alternatifsizlik kuşkusuz takımın gücünü olumsuz yönde etkiledi. Haftalardır görülen gerçekler her maç tekrarlanmaya devam ediyor. Zargo Toure ve Hosseini vasat ölçüsünü aşamayacak futbolcular. Yenilen golleri dikkatle izleyin. Zargo Toure sürekli rakip futbolculara kafa vurduruyor. İlk hamlelerde  ağır bir futbolcu. Hosseini ise sakar bir futbolcu. Hızlı forvetleri sürekli arkaya kaçırması bir yana topa ilk müdahalelerinde yüzünü sürekli kaleye dönüyor. Ya öz güven eksikliği  ya da futbol becerisi bu kadar. Hüseyin defansta ayakta kalan tek isim. Sağbekte bile sırıtmadı.

Takımın blokları arasında kopukluk var. Kasımpaşa maçında rakip futbolcular sürekli üç dört pasta kaleye indiler. Sosa çok geriye yaslandı. Yusuf, Ümraniye maçındaki gibi sürekli iki-üç rakibin markajı altında oynadı. Tüm bu olumsuzluklara rağmen ilk yarıyı Nwakame’nin şiirsel iki golüyle önde kapadık.

İkinci yarıda ise maça damga vuran futbolcular değil Ünal hocanın taktik hataları ve oyuncu seçimleri oldu. Trabzonspor’un geriye yaslanan futboluyla cesaretlenen Kasımpaşa yine üç dört pasta indiği kalemize kolay bir kafa golü attı. Takımda görülen panik havasını dağıtmak için Ünal hoca herkesin beklediğini yapmadı. Adeta el bombasının pimini çeker gibi Abdülkadir Parmak’ı oyundan aldı. Oysa   Rodallega oyundan alınıp Ekuban asıl yerine kaydırılsa takımın direnci artacaktı. Rodellaga tüm maç boyunca kafa topuna çıkıp top indirmek dışında sahada görünmedi bile. Oysa Ekuban güçlü bir futbolcu ve 90 dakika mücadele gücünü kaybetmiyor. İki üç haftadır defansın yükünü de omuzladığı için gol bölgelerindeki etkisi azaldı. Bir başka dikkat çeken unsur Ünal hocanın futbolcusunu koruma isteğinden midir bilinmez Batuhan’ı oyuna almaması oldu. Maçın son bölümlerinde sol bek Novak, önünde Amiri, onun önünde Nwakame  oynadılar. Bu üçlemenin mantığı nedir açıkçası anlamadık.

Bu maçın beni endişelendiren asıl tarafı bundan sonra oynayacağımız rakiplerimize adeta  Trabzonspor nasıl yenilir tüyosunu vermesi oldu. Kuşkusuz her takım sonuna kadar mücadele ediyor. Bir hafta antrenman yapıp tek 90  dakika oynayan bir takımın haftalardır  60. dakikadan sonra oyundan düşmesini anlamak da mümkün değil.

Taraftar her maç kendi üzerine düşeni fazlasıyla yapıyor. Burada en büyük görev futbolculardan çok Ünal hocaya düşüyor. Futbolcuları sorguladığı kadar kendi tercihlerini de sorgulamalı. Yoksa bu  kafayla işimiz çok zor açıkçası.