Biraz gülerek başlayalım. Meselemiz ciddi çünkü. Kadın bir siyasi hem de gider yapacak evsafta parmak sallıyor gazeteye ve gazetecilere. Oysaki biz kadınlarımızın her koşulda nezaketine meftunuz. Benim siyasi düdüğümü öttürmüyor diye gazeteciye "hele bir iktidar değişsin, siz görürsünüz" demek en hafif tabirle ibretlik bir bakıştır.

Oysaki senin aidiyet duyduğun parti bugünlerde "bölücülerle" "Leylim ley" şarkısını söylüyorsa birileri de çıkar size Atatürk'ün en sevdiği şarkılardan biri olan "Vardar Ovası"nı söyler.

Çünkü sizlerden bazıları Atatürk'ün partisine milliyetçi olduğu için değil "halkların özgürlüğü" söylemiyle eklentilendirdiğiniz "halkçılık" bağlamında bağlısınız. Oysaki Atatürk'ün ilkeleri birbirinden ayrılamayacak derecede bağlaşıklıdır.

Cumhuriyetçilik, İnkılapçılık (sizden bazılarının dilinde devrimciliktir), Devletçilik, Laiklik (sizin gözünüzde dine mesafeli olmaktır) ilkeleri zaten hakiki anlamıyla bazılarınızdan uzaktır. Sadece bunlardan bazılarını içeriklerini başka diyarların rüzgarlarıyla şişirdiğiniz kadar benimsersiniz.

Ben de o gazeteciyi çok sevmem. Niyesini pek bilmem ama biraz yapraklık gördüğümden olabilir lakin emin değilim. Neyse sevmiyorum diye gücü elime geçirdim diye katliam mı yapacağım!

Yazıktır, günahtır, demokrasi ve insan hakları kavramlarını bilmemektir yaptığınız.

Bakınız Atattürk Dersim'deki ayaklanmayı bastırma emrini Trabzon'dan vermiştir. Siz Atatürk'ün şiddetle bastırdığı bölücülerle aynı hedefe kilitlenmiş yürüyorsunuz gibi geliyor bana. Zira Dersim'in ismini Atatürk Tunceli yaptığı için buna diş bileyen bir lidere sahipsiniz.

Biz kimiz?

Biz vatanseveriz. Zira önceleri AKP'yi terörle gerçek anlamda mücadele etmiyorlar diye yerden yere vururken bugün çok iyi mücadele ediyorsunuz diye övenlerdeniz. Böyle meseleye bakıyoruz diye yarın iktidara gelirseniz bizim de kalemimizi kıracak mısınız?

Bu söyleminiz sakattır, özür gerektirir.

Kitap okumayan, sadece belli bir gazetenin köşe yazarlarına biat etmiş bir anlayışın bu memlekete fayda vereceği kanaatinde değilim.

Kendinizi açın! Sizden daha okumuş, dünyayı bilen, sanata, spora, kültüre hakim başka partililerin de olabileceğini kabullenin.

Kendini en iyi görme hastalığnın tedavisi yok bilesiniz.

İYİ Partili bir dostum "Bu zihniyete mecbur kalmış olmak artık tahammül sınırlarını aşıyor" demesi sadece bir hata ile değil hatalar zinciri içinde yürüyen bir iklime düçar oluşunuzdan söylenmiş olabilir.

Neyse sizin bu zaviye ile iktidara gelme ihtimaliniz pek fazla olmadığından gazete ve gazeteciler gam çekmesin.