Şimdi bu güzelim ülkede demokrasi var öylemi?

Siyaset yapan politikacılar da var!..

Var da; ülkede bitmeyen bu siyasal kavga niçin?

Niçin sürüp gidiyor?

Demek ki, böyle olmasını isteyenler var.

Yarar umanlar da...

Bir sorun var demek ki... Yani demokratik kuralların uygulanmasında arızalar var.

Hep şaşarım, otomotivden tüketim maddelerine değin herşeyi ithal eden bir ülke, niçin birazcık da olsun demokrasi ithal etmiyor?

Niçin kurtulmuyor bu anlamsız ve çirkin siyasal çekişmelerden/atışmalardan/seviyesizliklerden?

Tabii ki ironi...

Ama böyle olsaydı, yani yabancı futbolcu, yabancı teknik direktör, ithal malı hemen herşeyi dışardan alıyoruz da demokrasiyi bu ulusa gerçek yönüyle anlatıp, belletecek, beyinlere yerleştirecek kişilere gerek yok mu sanıyorsunuz?

Ha siz "Biz bize benzeriz" derseniz, öyle olsun diyen kaç kişi çıkar?

Bu konunun bir başka yönü de bilmediğimiz kimi konularda "Üzüm üzüme baka baka kararır" algımızla demokrasi yolunda aldığımız yol da ortada...

Ulaştığımız ortam da...

Arife tarif gerekmiyor.

Demokrasiyi öteye-beriye, labirentlere çekmeyi beceriyor da, onu bir türlü düzlüğe, paylaşım için aydınlığa/gündüzüne niçin çıkaramıyoruz?

Demokratik kuralları kendi kafamızın ölçülerine göre algılıyor, uygulamaya geldiğinde "Ben bilirim, herkes bunu bilsin, böyle uygulasın!" keyfiliğinin tutsağı niçin olmuşuz?

Çünkü, "demokrasi kültürü"nü toplumsal anlamda beyinlerimize ekip bu yoldan hasat yapmak kimilerin işine gelmiyor.

Hadi tüketim maddelerindeki kargaşada GDO'luları ayırt edemiyoruz, peki demokrasiye bulaştırılmak istenen "keyfilik GDO"suna bile-bile niçin göz yumuyoruz?

Tabii ki, bilisizliğimizden, cehaletimizden...

***

Kırkbeş gün Avrupa ülkelerinin kimilerinde sergiler, müzeler gezdim, kimi sanatsal toplantılara katıldım.

Oooh... Ne rahatlık varmış.

İnsanlar işinde-gücünde... Siyaset çook arka planlarında kalmış günlük yaşamın... Hatta diyebilirim ki hiç yok. Seçim dönemi çoktan yaşanmış (Bizdeki gibi değil ama) kapanmış.

Avrupa'da hemen her ülkede yurttaşlarımız yerel yönetimlerde ve parlamentolarda seçilerek görev almışlar.

Bir gurur verici ki... Konuşmalarımızda siyasal olgunluğun ülkemiz için ne denli önemli olduğunu bir kez daha anladım, bu yurttaşlarımızı tanımakla...

***

Ham meyveyi seveni hiç gördünüz mü? Biz toplumsal anlamda önümüze getirilen demokrasinin olgun olup olmadığını bilmiyoruz. Önümüze konan  kelek karpuza da eyvallah... Onun için de yılın 365 günü  yatıp-kalkıp siyaset konuşuyor, kavga ediyoruz.