Toplumda fiziksel aktivitenin sağlık açısından öneminin yeterince anlaşılamamış olması ve giderek sedanter yaşamaya alışmış olmak birçok sağlık problemini beraberinde getirmektedir. Oysaki yaşam kalitesini artırabilmek için çocuğundan yaşlısına kadınından erkeğine tüm herkesin fiziksel aktiviteye ihtiyacı vardır.

Fiziksel yönden aktif kadınlarda gebelik sürecinin, doğumun ve doğum sonrası toparlanma evresinin daha rahat geçtiğine dair birçok araştırma mevcuttur. Gebelik, anatomik ve fizyolojik değişikliklerle birlikte emosyonel, sosyal ve psikolojik değişikliklerin de meydana geldiği bir dönemdir. Bu değişimlere daha iyi uyum sağlayabilmek ve gebelikte görülebilecek problemleri en aza indirebilmek için gebelerin egzersiz yapması oldukça faydalıdır.

Egzersizin kilo kontrolü, dolaşım ve sindirimi düzenlemesi, sosyal ve psikolojik açıdan iyilik hissinin artması, dayanıklılık ve kuvvetin artması, doğum sonrası toparlanmaya olumlu katkısı, gebelikte diyabet riskinin azalması, fetal gelişimi ve adaptasyonu olumlu etkilemesi gibi birçok yararından bahsedilebilir.

Yaşam tarzına egzersizi dahil etmiş bir kadın bunu gebelik döneminde de sürdürmeyi istemektedir ya da kimisi bu dönemde egzersize başlamaktadır.

Bu iki ayrı gruba yaklaşım tabiî ki de farklı olmalıdır.

Bir grup daha ileri seviye egzersizleri tolere edebilirken diğer grup daha hafif formda yapmalıdır. Mesela senelerdir pilates, yoga veya herhangi bir sporla uğraşan kişiyle sedanter yaşama sahip bir kişinin denge, koordinasyon, kuvvet, dayanaklılık, esneklik gibi durumları elbette ki bir olmayacaktır.

Bu nedenle kişinin doktoruna ve fizyoterapistine danışarak yol alması daha doğrudur.

Kimi kesimlerde ‘sen gebesin, dur hareket etme, yat dinlen’ gibi bir yaklaşım söz konusu. Eeee sonra... 9 ay boyunca doğru düzgün hareket etmemiş bu kişi, karnında ağırlığı gittikçe artan bebeğiyle doğum sonrası nasıl sağlıklı bir şekilde ilgilenebilsin?

Gittikçe artan ağrılar, fazlalık kilolar, bozulmuş postür derken kişi sadece fiziksel olarak değil psikolojik olarak da etkilenmektedir. Bu nedenle yatak istirahati verilen riskli gebelikler dışında kişiyi hareket yapmaya, düzenli bir egzersiz programını hayatına geçirmeye teşvik etmek gerekir.

Riskli gebelerde de yine doktor ve fizyoterapist kontrolünde bir yol haritası çizilmelidir.

7’den 70’e sağlıklı ve kaliteli bir yaşam için fiziksel aktivite hayatın her evresinde şarttır.