Trabzonspor Başkanı Ahmet Ağaoğlu göreve geldiği ilk günden bugüne kadar sürekli şikayet ve sitemde bulunuyor.

Geçmiş yönetimleri suçluyor, çok zor ekonomik koşullarda bir kulüp aldığını söylüyor..

Bunlarda fazlasıyla haklı olabilir ki haklıdır da…

Ancak; göreve talip olurken Trabzonspor’un durumu belliydi, şartları belliydi..

Ortada afaki ve sürpriz olabilecek hiçbir şey yoktu.

İşler yolunda olsaydı ve güzel bir ortam bulsaydı o zaman sürpriz olurdu.

Ancak, kamuoyunu icraatından çok şikayetleriyle meşgul ediyor.

Kimse kimseyi zorla Trabzonspor’a başkan yapmadı.

Hatta ben daha önceki yıllarda öyle yöneticiler biliyorum ki, Fenerbahçe maçlarında Trabzonspor 1-0 öne geçtiğinde, Trabzonspor bu maçı 2-1 kaybeder biz de yönetime geliriz mantığındaydılar.

“Asla bir daha ayağama kilometrelerce kırmızı halılar serseler bile yönetimle işim olmaz Trabzonspor’un maçını da izlemem’ diyenler, fırsat olduğunda birilerinin omuzuna , üstüne basarak koşarak adım yönetime girmek için hep ön safta yerlerini aldılar.

Onun için bana kimse maval okumasın.

Herkesin ne kadar Trabzonsporlu olduğu, bugünkü Trabzonspor’a verilen hasarla ortadadır.

Bana göre işin püf noktası da burasıdır.

Trabzonspor’u yönetenlerin ne kadar Trabzonsporlu oldukları İMF’den yardım almadan kapatılmayacak borçlarla ortadadır.

Bütün bunlara rağmen, yarın seçim olsun, yönetimde yer almak için eminim kendilerine toplumda daha saygın bir yer edinmek için kulislere bugün başlarlar.

Çünkü Trabzonspor başkanlığı, yönetimi öyle bir şeydir ki,

Adamı tabandan alır, tavana çıkarır.

Kısaca yıldızlaştırır.

E beyler müsaade edin de bu kadar nimetin, biraz da külfeti olsun.

***

Ağaoğlu son olarak TRT Spor’da her şeye ver yansın etti.

Yok’ Trabzonspor’da milyon dolarlık futbolcuların kaldığı yerde ben bile üç gün kalamam”

“Tesisler çöktü, etti..”

Şikayet üzerine şikayet.

Sanki ağlama duvarı..

Her şeyin kendi içerisinde bir namahremiyeti vardır.

O yüzden akşam evde ışıkları yakınca perdeleri kapatıyoruz..

Siz ailenin içinde olan sıkıntıları, rahatsızlıkları, komşuya mahalleye anlatırsanız..

Onlardan bir çare umarsanız..

Olsa olsa ancak dedikoduya mahal verirsiniz.

İtibarınızı sarsıp kendinizi bitirirsiniz.

Zavallılaştırırsınız.

Hep söylediğim bir şey var.

Ankara’dan bu tarafa Trabzonspor markasından büyük marka yok.

Ki siz de sürekli dile getiriyorsunuz.

Ancak sayın başkan.

Bu tür söylem ve eylemlerinizle marka değerini koruma adına katkı vereceğiniz yerde, Trabzonspor markasına en büyük zararı siz vererek hırpalıyorsunuz.

Bilmem anlatabildik mi?

Hiç bir şey yapamazsanız Muharrem Usta gibi kongre kararı alırsınız, bu yükten kurtulursunuz..

Sonrasını da gelen düşünsün ve konuşsun!

***

Trabzonspor için yüksek perdeden konuşanların da, ne kadar Trabzonsporlu olduklarını, Trabzonspor dışında kaldıklarında gösterdikleri ‘aidiyet!’ duygusuyla anlamak mümkündür..

***

Öte yandan sadece futbol takımıyla büyük kulüp olunmaz.

Ne kadar çok branşı bünyenizde barındırırsanız o kadar büyük kulüp olursunuz.

İflas etmiş müflis tüccarlar gibi alacak defterini karıştırıp da basketboldan medet ummak, Trabzonspor’u zafiyete düşürmekten başka hiçbir işe yaramaz.

Futbol takımı da bizim, basketbol takımı da bizim..