Son yıllarda seyrettiğim en güzel filmlerden birinden bahsetmek istiyorum değerli okuyucularımıza. Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük haltercilerinden birisi olan Naim Süleymanoğlu’nun hayatını anlatan “Naim” filmini, ailece, çoluk-çocuk bütün herkesin en uygun zamanda seyretme keyfini yaşamasını istiyorum. 1984, 1985 ve 1986 yıllarında dünyada 'yılın haltercisi' seçildi. 1988 Seul, 1992 Barcelona ve 1996 Atlanta Olimpiyatları olmak üzere üç kez olimpiyat şampiyonu oldu. Bu başarılarının ardından; “tüm zamanların en iyi haltercisi” seçilen Naim Süleymanoğlu’nun başarılarının yanında, ıstıraplarla dolu bir hayat hikâyesi de vardır.

Çok küçük yaşlarda halter sporuna başlayan Naim hocalarının da yardımıyla kısa sürede bu spor dalında önemli başarılar elde eder. Her başarısının ardından, daha büyük başarılar elde edebileceği ümidi ile kendisi gibi Türk asıllı hocaları tarafından çok iyi yetiştirilir. Aynı zamanda kendisine milli kültür ve milli kimlik konularında zaman zaman nasihatler yapılır. Onu cesaretlendirmek için hocası ona bir gün şu sözü söyler; Naim, gölgede duranın, gölgesi olmaz, güneşe çık ki, senin de gölgen olsun. Tam da bu sıralarda Bulgaristan’da, Türklerin asimile edilmesi için zorla isim değişikliği uygulamalarına başlanmıştır. Türklerin yaşadığı bütün bölgelere askeri operasyonlar yapılarak insanlar nüfus dairelerine getirilerek kendilerine Bulgarca isimler verilen kimlik kartları dağıtılır. Direnenlerin çoğu öldürülür, önemli bir kısmı ise “belene” denilen bir esaret ve işkence kampına sürülür.

Naim de bu operasyondan nasibini alanlardandır. Bir vesile kendisinin yaşadığı belediye başkanlığı onu bir program için davet eder ve davet sonunda bir oldu-bitti ile karşı karşıya bırakarak, kendi isteği ile Bulgarca isim aldığını ve bunun için yeni kimlik kartını almak için buraya geldiğini söyler ve belediye başkanı yeni kimlik kartını Naim’in şaşkın bakışları altında ona verir. Kendi başarılarının Bulgar halkına mal edilmesini hazmedemeyen Naim, birde kendi isteği dışında ismi değiştirilince nefreti artar. Spordaki başarıları onu şöhrete taşıdıkça, bir gün bu ülkeden kaçıp, kurtularak yapılan insanlık dışı uygulamaları tüm dünyaya anlatmak hayali ile yaşar.

Nihayetinde Avustralya’da takım olarak bir yarışmaya giderler. Rahmetli Ozan Arif’in organize ettiği ve Avustralya’daki, 1980 dinozorlarının baskı ve işkencesinden kaçan ülkücülerin hazırladığı müthiş bir planla Naim yarışmalar sonucunda yapılan bir eğlence programının ortamından yararlanarak kaçırıp yaklaşık bir hafta kaçıranların evlerinde saklanır. Bu sırada Naim kaçıranların kimliğinden şüphe ederek tedirginlik yaşamaktadır. Siz kimsiniz diye sorar? Kaçıranların lideri cevap verir, der ki; Naim, bir zamanlar senin yaşın küçük olduğundan, müsabakalara katılman için yaşını büyütmüşlerdi, hatırla! Bizler müsabakalara katılmak için değil, Türkiye de, idam edilmek için yaşı büyütülenlerin kardeşleriyiz. Naim şaşkındır ama bu davudi ve güven verici ses onu rahatlatmıştır. Melbourne Başkonsolosluğu ile uzun konuşmalar neticesinde Naim bütün KGB ve Bulgar ajanlarının onu santim, santim aradığı topraklarda yine ülkücülerin marifeti ile başkonsolosluğa teslim edilir. Hemen iltica talebinde bulunur ve Londra üzerinden Türkiye’ye gelir. Zamanın başbakanı merhum Turgut Özal bu kaçırılma olayı ile çok yakından ilgilenir. Naim aradığı fırsatı bulmuş ve tüm dünya ajanslarının röportaj için yanına geldikleri her durumda, Bulgaristan’da Türklere yapılan zulmü anlatır. Konu dünyaca öğrenilir ve Bulgar yöneticileri mecburen sınır kapılarını Türklere açar. Bunun üzerine 350 bin Türk Türkiye’ye sığınır.

Hocasının ona “Naim gölgede duranın, gölgesi olmaz, güneşe çık ki gölgen olsun” sözünün ne kadar doğru olduğunu anlar ve Bulgaristan Türklüğünün adının silinerek asimile edilmesinin önündeki en önemli engeli oluşturur. Filmde hoşunuza gidecek ve Naim’in gerçek hayatını yansıtan çok güzel sahneler ve mesajlar var. Ailemizle, çoluk-çocuğumuz ile seyredebileceğimiz, heyecan dolu müthiş bir film. Emeği geçenlere ve Naim olayındaki isimli-isimsiz tüm kahramanlara selam olsun. Kaçırılma olayının baş mimarı Ozan Arifimizin ruhu şad, mekânı cennet olsun.