Biz hep gerçekleri söyledik. İnsanların nutkunun tutulduğu anlarda bunu yaptık.

Biz gerçekleri söyledikçe bazı aydın arkadaşlar bizi bir şey anlamamakla suçladılar.

Suçlamalarına da alınganlık göstermeden köşemizde yer verdik.

Mevzu neydi? Biz diyorduk ki Türk milleti irade koyarsa onun karşısında ne Barzani ne de onun ağababası ABD ve İsrail durabilir iddiasındaydık.

Ama arkadaşlar "Kürt devleti kurulmasının milletimize tehdit oluşturmayacağı" noktasında ısrarlıydılar.

Biz yine sabırla hakikatin gergefini dokuyarak "Devleti Kürtler değil ağababaları kuruyor" ısrarında bulunduk.

Bize "Kısa vadeli düşünüyorsunuz" dediler.

Çözüm sürecine karşı çıktığımız günler de de aynı beylik lafları işittik.

FETÖ konusunda ise yirmi yıldır işitmediğimiz hakaret kalmadı.

Gözün ardında gözü olanlar bu toplumda hep aşağılanır. Aşağılayanlara "kibirli fikir sahibisin" dendiğinde çok ağır oldu alınganlığı ile perdelenirsin.

Biz İdlib'e Türk ordusu mutlaka girecek dediğimizde "yine aynı mimikler"...

"Ne oldi yüzünüz mi soldi?"

Zaman hep bizi haklı çıkardı. Çıkardı çıkarmasına da çocuk okuta okuta çocuklaştıkları tahlili yapılan öğretmenlerden bazıları gibi olanlar bizi hala öngörülü bulmuyor.

Hayatında bir öngörüde bulunup onu da "Kürt devleti milletimize ileride yarar sağlar" bağlamında düğümleyen zat-ı alilere biz şimdi ne diyelim?

Neyse biz hakikati söylediğimizi bir fıkra ile anlatalım:

Şehrin birinde bir ailenin üç çocuğu varmış. Aile çocuklarına alışılagelmişin dışında isimler vermişler. Bu kardeşlerin adları Sanane, Banane ve Terbiye imiş. Bir gün Sanane ile Banane fırına ekmek almaya giderken bir adam bunlara isimlerini sormuş. Önce birinci çocuk "Sanane" demiş. İkinci çocuk da isminin "Banane" olduğunu ifade edince adam; "sizin hiç terbiyeniz yok mu" serzenişinde bulunmuş. İki çocuk bir ağızdan "Terbiye"miz olmaz mı "Terbiye" evde cam siliyor" demişler. Adam çocukların kendisiyle alay ettiklerini düşünerek yaka silkerek yanlarından ayrılmış.

İşin mahiyetini anlamadan bu çocuklara "ahlaksızlık damgası" vuran adamdan bizim aydın bildiklerimizin bir farkı var mı!

Var diyen beri gelsin!