Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç,dün Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklama yaptı. Arınç, "Patlayıcıların Cudi Dağı'na doğru götürüldüğü tespit edildi, aramalar sürüyor. Olayın öğrenilmesinin ardından bölgeye insansız hava aracı davet edilmiş ve taarruz helikopterleri sevk edilmiştir" dedi.
İşte Arınç'ın açıklamalarından satırbaşları:
"ACİL DURUM KOORDİNASYON MERKEZİ OLUŞTURULDU"
Herhangi bir bakan üzerinden bir sunum olmadı. Son yaşanan şiddet olayları ve bazı ölümlerin vuku bulması kamuoyununda da yakınen takip edildiği için Başbakanımızın 6-7 Ekim'de Türkiye'de takip edilen olaylar sonrasında İçişleri Bakan Yardımcısı başkanlığında acil durumlarda koordinasyon yapmak üzere bir heyet teşkil edilmişti. Kurumsal bir nitelik kazandırdık.
Sayın Başbakanımızın imzasıyla bir genelgeyle acil durumlarda koordinasyonu teşkil etmek üzere Başbakanlıkta bir birim oluşturduk. Başbakanlık Koordinasyon Merkezi, Başbakanımızın talimatıyla faaliyete geçecek, acil duruma neden olan gelişme ortadan kalkınca da faaliyetlere son verecek.
Bingöl'de Emniyet Müdür Yardımcısı ve bir emniyet amirimizin şehit edildiğini biliyoruz. Olay üzerine yapılan operasyonlarda da yakalananlar ve etkisiz hale getirilenler olmuştu. Daha sonra maalesef Yüksekova'da sivil giyinimle şehre çıkan bir uzman çavuşumuz 2 erimiz alçakça şehit edildi. Onun üzerine yapılan adli soruşturma sırasında da faillerden birisi yakalandı, ikisinin de yakalanması an meselesi olduğunu söyleyebilirim.
Aynı zamanda bir geçici köy korucusunun da bir ay kadar önce kaçırıldıktan sonra Bitlis tarafında bir direğe bağlanmak suretiyle alçakça şehit edildiğini biliyoruz. Bütün bu olaylarla ilgili olarak anlık müdahaleler yapılmıştır. Fail veya failler yakalanmıştır veya yakalanmak üzeredir.
Bundan sonra alınması gereken ek tedbirler ilgili bakanlarımız tarafından bir kez daha gözden geçirilmiştir. Dış olaylarla ilgili de hepimizin günlerdir takip ettiği konularla ilgili arkadaşlarımızın sorularına cevaplar verildi.
PKK'NIN GASP ETTİĞİ PATLAYICI
Silopi'de kömür madenine ait patlayıcı yüklü kamyonun teröristlerce kaçırılmasının profesyonelce planlandığını belirten Arınç, "Patlayıcıların Cudi Dağı'na doğru götürüldüğü tespit edildi, aramalar sürüyor. Olayın öğrenilmesinin ardından bölgeye insansız hava aracı davet edilmiş ve taarruz helikopterleri sevk edilmiştir. Bu madenin güvenliğinin yetersiz olduğu ortaya çıkmıştır. Bu kadar kapsamlı bir arama tarama ile Cudi Dağı’na varmadan yakalanacaklarını tahmin ediyoruz. Patlayıcı madde miktarı 400 kg civarında. Esasen nakledilen patlayıcı madde miktarı bunun 3 katıdır. Eğer bölgede güvenlik güçlerimiz bulunsaydı, böyle bir sevkiyatın özel güvenlikle olmayacağı biliniyor olsaydı bu durumla karşılaşılmayacaktı" diye konuştu.
DÖRT TİM VE İKİ HELİKOPTER
Şırnak Silopi’de bir grup PKK’lı, kömür ocağına ait 400 kg patlayıcı yüklü kamyonu gasp etti. Askere operasyon emri verildi. 4 Jandarma özel timi ile iki taarruz helikopteri bölgeye gitti.
ÇÖZÜM SÜRECİ ÇOK ÖNEMLİDİR AMA...
Çözüm süreciyle ilgili bir soru üzerine Arınç, “İki aydan bu yana Sayın Başbakanımız çözüm süreci ile kamu güvenliğinin birbirinin alternatifi olmadığını izah ediyor. Çözüm süreci ayrı bir konu. Kamu düzeninin mutlak anlamda sağlanması ayrı bir konu. Cana ve mala kast eden olaylar terör olaylarıdır ve bunun azına da çoğuna da tahammülümüz yoktur. Başbakanımız bunu iki aydan bu yana her defasında söylüyor. Çözüm süreci var diye bunları makul göstermeye çalışan hiç kimseyi dinlemeyiz. Türkiye’de can ve mal emniyeti olmayacaksa, ister çözüm süreci olsun ister başka bir şey olsun, hiçbir şeyi tartışmayız. Çözüm süreci çok önemlidir ama bu hiçbir zaman insanımızın sokağa çıkarken korku duyması için sebep değildir" diye konuştu.
KOBANİ'YE PEŞMERGE GEÇİŞİ
Kobani'ye girmek bizim düşüncemiz değildir, orada yaşayanların da talebi değildir. Suriye'nin içindeki meşru muhalif güçler bu konuda bir çalışma yapabilir. K.Irak'taki Bölgesel Yönetim ile Türkiye ilişkileri iyidir. Peşmerge de onların güçleridir.
Peşmergelerin geçişi konusunda Hükümetin tezkere ile alınmış yetkisi var, ne zaman kullanılacağını şu an söyleyemem.
ÇÖZÜM SÜRECİNE MAHKUM VE MECBUR DEĞİLİZ
Çözüm süreci bahanesiyle "bize Sekreterya'dan bahsedin" derlerse yüzlerine bile bakmayız. Kim ne adım atacaksa, o adım atıldıktan sonra bunlardan bahsedebiliriz. Çözüm sürecini bu aralar ağzımıza almama gibi bir ihtiyat içinde olabiliriz. Çözüm sürecine mecbur ve mahkum değiliz. Çözüm süreci başarısız olursa bunun altında herkes kalır, bitiren taraf biz olmayacağız.
Editör: Haber Merkezi
