Başkan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu.

Başkan Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"ALÇAK BİR SALDIRI İLE KARŞI KARŞIYA KALDIK"

"Seçim öncesi bir parça yükselen döviz kurunun düşmesi veya yatay seyre geçmesini beklerken tam tersi bir durumla karşılaştık. ABD yönetiminin Türkiye ekonomisini hedef alan alçak bir saldırı ile karşı karşıya kaldık. Açık konuşmak gerekirse yıl başında 3.8 olan mart başında bu durumu koruyan nisan başında 4 olan mayıs başında 4,12 olan haziranda seçimlerin ertesi gübü 4,6 olan döviz yükselişini buraya kadar anlayabilirdik.

"DOLARIN 7 LİRAYA YÜKSELMESİ EKONOMİK SUİKASTTİR"
Seçim belirsizliği nedeniyle buraya kadar olabilir diye baktık. Burdan sonrasını böyle değerlendiremiyoruz. Ağustosta 7 liraya yükselmesi ekonomik suikasttir.

Böyle bir sonucun ortaya çıkması meselenin siyasi olduğuna işaret ediyor. Türkiye bir hukuk devletidir, bir kabile devleti değildir. Türkiye'nin yaşadığı bu hadise dünyada hiçbir ülkenin siyasi ve ekonomik bağımsızlığının olmadığının göstergesidir. İş ekonomi sınırlarını aştı, Türkiye'nin cezalandırılması boyutuna ulaştı.

"ENFLASYONU YÖNETİCİ BELİRLEMEZ"
Bu saldırıyı belirli bir noktada durdurduk. Mücadelemiz amansız bir şekilde sürüyor. Maruz kaldığımız saldırının manivelası kur gibi görülse de asıl darbeyi enflasyon ve faiz olarak alıyoruz. Faizi yöneticiler belirler, enflasyonu yönetici belirlemez. Enflasyon faizin akışı ile oluşur.

"BU SABIR BİR YERE KADAR"
Merkez Bankası defalarca enflasyonu herkes açıklamıştır ama enflasyon Merkez Bankası'nın açıkladığı gibi gerçekleşmemiştir. Bakıyorsunuz yıl donunda revize ediyor. Madem biliyorsun bu işi... Faiz tutuyor da enflasyon neden tutmuyor. Son olarak Merkez Bankası sürekli gündeme getirilen faiz artırımını da oldukça yüksek bir oranla gerçekleştirdi. Hadi buyur bağımsızlık. Şu an sabır safham, bu sabır bir yere kadar.

"FİNANS KURULUŞLARINA TABİİ Kİ İHTİYACIMIZ VAR"
Finans kuruluşlarına tabii ki ihtiyacımız var. Onlarsız bir ekonomi olmaz. Onların ayakta kalışı da bizim reel ekonomi ve yatırımcının güçlü olmasına bağlıdır. O tulumbaya suyu koymamız lazım ki tulumbadan su gelsin. Kişisel olarak faiz meselesine bakışımı bilmenizi isterim. Bu meseleyi gerek sizlerle gerek milletimle defalarca paylaştım.

"PARAMIZA GÜVENELİM"
Vatandaşlarımıza sesleniyorum, paranıza paramıza güvenin. Tüm tasarrfuların dövizden Türk Lirası'na yönlendirilmesi gerekli. Yastık altı diye tabir edilen sistem dışı tasarrufların ekonomiye kazandırılmasını bekliyoruz. Özel sektör üretim ve yatırımdan vazgeçmemeli. Döviz kuru üzerinden vurmak isteyenlere cevabımızı  üretim ve istihdam yaratarak vermeliyiz. Birileri milletimizin kafasını bulandırmak için yalan haber yayıyor.

"STOKÇULARA BEDELİ ÖDETİLECEK"
Bu ara bol miktarda stokçu çıktı. Bunlara gereken cevabı baskınlar yapmak suretiyle vereceğiz. Bedeli ödetilecek. Okul kitaplarının basılamadığından sağlık hizmetlerinin aksatılacağına yönelik yalan haberler üretiliyor. Bu ülkede çözülemeyecek bir sorun yok.

"FIRSATÇILIK YAPANLARI UNUTMAYACAĞIZ"
Bu dönemler fırsatçılık, stokçuluk yapıp kendi ülkesine ve milletine ihanet edenler yanında imkanları sonuna kadar zorlayıp üretime, yatırıma, istihdama devam edenleri de tespit ettiğimiz dönemlerdir. Bu dönemler ülkenin ve milletin ali çıkarlarını şahsi siyasi ve ekonomik çıkarlarının üzerinde tutanların diğerlerinden ayrıştığı günlerdir. Bunları şimdi gayet iyi tanıyoruz. Türkiye çok yakında bu dalgayı aşacak ama fırsatçılık yapanları da fedakarlık yapanları da unutmayacak.

Editör: Haber Merkezi